Mine Demircioğlu ve Toygar Divit, iki felsefe mezunu öğretmen... Mart ayından bu yana Akbaba Felsefe Atölyesi olarak meraklılarıyla birlikte felsefe okumaları gerçekleştiriyorlar. “Bir Kitap – Bir Filozof – Bir Problem” temalı atölyelerinde, ünlü filozofların eserlerini gündelik hayatın içinden problemlerle örneklendirerek ele alıyorlar. Nazik davetleri üzerine “JJ Rousseau – Toplum Sözleşmesi” temalı atölye çalışmalarına katıldık ve ardından Toygar ve Mine hocalarımızla felsefe ve felsefe atölyesi çalışmaları hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
ÖncelikleSizleri tanıyabilir miyiz?
(Mine Hoca) - Ben Mine DEMİRCİOĞLU,1995 Adana doğumluyum.2013-2017 Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunuyum.2016-2017 eğitim yılımı Polonya da Wroclaw Üniversitesi’nde bitirdim. Bunların yanında Özel Eğitim, İşaret Dili ve Eğitim Koçluğu eğitimlerini tamamladım. Şu an da atölye dışında özel bir okulda öğretmenlik yapmaktayım.
(Toygar Hoca) - Ben filozof (Gülüyor) Toygar DİVİT, 1991 yılı Mersin doğumluyum. Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunuyum. Uludağ Üniversitesini tercih etmemdeki tek pay sahibi Prof. Ahmet Cevizci. Ayrıca Nietzsche ve Heidegger’den etkilendim. Çağa Aykırı İnsan isimli kitap yazdım. Ahlak, varlık ve siyaset problemleri üzerine çalışmalar yapmaya devam etmekteyim. Aynı zamanda özel bir okulda öğretmenlik yapmaktayım.
Klişe bir soru ile başlamak istiyorum, hiç ilgisi olmayan kişiler için felsefe nedir?
(Toygar Hoca) - Felsefe, hiç hayatına girmemiş birisi için çağa aykırı olmaktır. Felsefe aslında tüm çağlarda olan kavramların, insanın yaşadığı çağında kendisine yetersiz gelmesiyle başlayarak, kavramları kendisine problem edinmesidir. Felsefe insanın başına problem gelmeden, kişinin kendisinin probleme gitmesidir. Felsefe çevresine sanattan ve bilimden farklı bakış açısıyla bakmaktadır. Bir güle baktığında sanatçı o gülü herkesten daha güzel görür. Bilim insanı aynı güle bakarak nedenleri ve sonuçları araştırır. Felsefeyle güle baktığınızda gülün kendisi olursunuz.
Felsefe atölyesi nedir? Bu atölye çalışmasında neler yapıyorsunuz?
(Mine Hoca) - Felsefe atölyesinin birinci amacı Türkiye de felsefenin para kazandıracağını kanıtlamaktır. İnsanların hergünkülüğünden sıyrılarak kavramlar üzerine düşünebilecekleri ortam yaratmaktır. Her atölye için farklı Bir Kitap- Bir Filozof- Bir Problem belirleyerek katılımcılara hem filozofları ve eserlerini tanıtmak hem de filozofun kendisine edindiği problemi, filozofun düşünme tarzıyla katılımcıların güncel olarak yorumlamalarını sağlayarak farklı düşünme yollarını öğretmektir.
Türkiye’de felsefenin para kazandıracağını kanıtlamak dediniz. Bu biraz, Sokrates’in de eleştirdiği sofistliğin modern bir yorumuna benzemiyor mu?
(Toygar Hoca) - Tek bir bakış açısından bakarsak bu dediniz doğru görünebilir. Fakat günümüzde felsefe Eski Yunan halkının atfettiği değer kadar değer görmüyor. Bizim böyle bir kanıtlama çabasına girmiş olmamızın sebebi insanların para eden şeyleri değerli kabul etmesinden dolayıdır. Biz yaptığımız felsefeyi paraya çevirmiyoruz. Atölyemizde filozofların tanıtımı ve düşünce tarzlarını aktardığımızın karşılığı olarak hizmet bedeli alıyoruz.
(Mine Hoca) - Bir başka bakış açısıyla aynı soruya bakarsak; 21. Yüzyılın dünyasında psikoloji ve sosyoloji eğitimi almış kişilere verilen imtiyazlarla felsefe bölümü mezunlarına verilen imtiyazlar arasında dağlar kadar fark var. Felsefede hiçbir imtiyaz ve ekonomik güç görmeyen insanlar felsefeyi gereksiz görmektedir. Bizim için psikolog deli doktorudur; akıllı insanın doktoru filozoftur.
(Toygar Hoca) - Günümüzde hiçbir vasfı olmayan kişisel gelişimcilerin türemesinden ve felsefeyi farkındalıkmış gibi göstermelerinden dolayı, felsefe toplum içinde akademik anlamını kaybetmiştir. Biz felsefenin kişisel gelişim olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Kişisel gelişimciler, kişisel gelişmiş olanlardır. Onların toplumu geliştirecek kelimeleri yoktur. Genel olarak toparlarsak felsefeyi kendi çıkarına kullanan tüm sosyal gruplardan ve dört duvar arasına sıkıştıran akademisyenlerden felsefeyi çekip saf halini ait olduğunu insana vermemizin karşılığı olarak görüyoruz.
Akbaba Felsefe Atölyesinin hikayesi nedir? Neden Akbaba?
(Toygar Hoca) - Hergünkülüğümüzün içinde insan olarak yoğun tempoda sıkışmış bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Çevremizle, eş dostla bir araya geldiğimizde standart konu başlıklarının dışına çıkamıyoruz. Kamuoyunun sosyal medyaya taşınmasıyla beraber insanlara hazır gündem ve taraf olma güdüsü aşılanan günümüz sosyal ve siyasal alanına sıkışmış insanı hergünkülüğünden kurtarmak için böyle bir atölye açarak, kaçış anları yaratmak istedik. Akbaba ismine gelince; akbaba bizim için filozofu temsil eden hayvan simgesidir. Şöyle ki akbaba doğada asla avlanmaz ve avlanma bittikten sonra kalan leşi yer. Filozof da gelişen olayları, süreç içine dahil olmadan izler ve süreç bittikten sonra yorumlar. Bizim için her ikisi de leşçildir.
Atölye çalışmalarınız akademik düzeyde mi ilerliyor yoksa daha gündelik ve hayatın içinden mi?
(Mine Hoca) - Atölyemiz akademik olan felsefe konularını daha basit dile indirgeme hedefindedir. Belirlediğimiz kitapları katılımcılardan okumuş olarak atölyeye katılmalarını istiyoruz. Filozof ve kitap bilgilendirmesini basit dille gündelik hayattan örneklerle açık hala getiriyoruz. Sonrasında seçtiğimiz problemi gündelik hayattan soru haline getirerek katılımcıların beyin fırtınasına ve felsefeye katılmasını sağlıyoruz.
Atölyelerinizi ne sıklıkla gerçekleştiriyorsunuz?
(Toygar Hoca) - Ayda bir kez atölye gerçekleştiriyoruz. Her ayın ilk haftası sosyal medya hesaplarımızdan o ayın atölyesinin konusu olan kitap, filozof ve problemin duyurusunu yapıyoruz. Her ayın 3. Haftası ise atölye çalışmamız oluyor.
Atölyeye katılmak için gerekli bir ön şart var mı? Farklı eğitim almış ancak felsefeye ilgi duyan kişiler katılabilir mi?
(Mine Hoca) - Atölyemize katılmak için belirlenen kitabı edinmiş, okumuş olmaları ve atölye ücretini ödemiş olmaları yeterli oluyor. Felsefe eğitimi almış olmasına gerek duymadan her sektörden katılım sağlayabilirler. Atölyemiz 20 kişi kontenjanlıdır, 21. Kişiye kabul etmiyoruz. 20 kişiden sonra toplanmak isteyen iyi bir sayı oluşursa aynı ayın atölyesini 2 defa yapıyoruz. Kısa vadede online bir atölye eğitimi düşünmüyoruz.
Atölye faaliyetleriniz felsefe meraklıları için gerçekten ilgi çekici. Peki atölyeye katılmak için ne yapmak gerekiyor?
(Toygar Hoca) - Sosyal medya üzerinden, “Akbaba Felsefe Atölyesi” Instagram ve Facebook hesaplarımıza mesaj atarak ya da sayfadaki iletişim numarasını arayarak bizlere ulaşıp atölye için kendilerine yer ayırtabilirler.
Okuma yapacağınız filozof hakkında bir fikrim yoksa, ön hazırlık yapmam gerekir mi?
(Mine) - Filozof hakkında bir hazırlık yapmak, hayatını okumak elbette kitabı okurken filozofu ve o dönemi anlamak için faydalı oluyor. Okumadan gelebilecek olan katılımcıları düşünerek atölyenin giriş kısmında kısaca bahsediyoruz.
İlerleyen dönemlerde nasıl bir çalışma planınız olacak?
(Toygar Hoca) - Atölyeyi kurduğumuz ilk gün ve devam eden çalışmalarımızda, katılımcıların belirlenen kitapları okumakta zorluk yaşadıklarını fark ettik. İlerleyen zamanlarda, katılımcılarımızın atölye çalışmalarına daha hazır bir şekilde katılmalarını sağlamak amacıyla metin okuma dersleri düzenlemeyi planlıyoruz. Bu derslerle birlikte katılımcılarımızın kitaplara daha hakim olmalarını ve atölyede daha etkin bir şekilde katılım sağlamalarını hedefliyoruz.
Keyifli sohbet için çok teşekkür ederim. Son olarak, Bursa Muhalif okuyucularına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
(Mine – Toygar Hoca) – “Bir Kitap - Bir Filozof - Bir Problem” ile hergünkülüğünüzden sıyrılacağınız muhteşem bir akşam için sizleri de aramızda görmek istiyoruz. Felsefe ile kalın.
Onur Egemen
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Onur Egemen
“Filozof da akbaba da leşçildir”
Mine Demircioğlu ve Toygar Divit, iki felsefe mezunu öğretmen... Mart ayından bu yana Akbaba Felsefe Atölyesi olarak meraklılarıyla birlikte felsefe okumaları gerçekleştiriyorlar. “Bir Kitap – Bir Filozof – Bir Problem” temalı atölyelerinde, ünlü filozofların eserlerini gündelik hayatın içinden problemlerle örneklendirerek ele alıyorlar. Nazik davetleri üzerine “JJ Rousseau – Toplum Sözleşmesi” temalı atölye çalışmalarına katıldık ve ardından Toygar ve Mine hocalarımızla felsefe ve felsefe atölyesi çalışmaları hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Öncelikle Sizleri tanıyabilir miyiz?
(Mine Hoca) - Ben Mine DEMİRCİOĞLU,1995 Adana doğumluyum.2013-2017 Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü mezunuyum.2016-2017 eğitim yılımı Polonya da Wroclaw Üniversitesi’nde bitirdim. Bunların yanında Özel Eğitim, İşaret Dili ve Eğitim Koçluğu eğitimlerini tamamladım. Şu an da atölye dışında özel bir okulda öğretmenlik yapmaktayım.
(Toygar Hoca) - Ben filozof (Gülüyor) Toygar DİVİT, 1991 yılı Mersin doğumluyum. Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunuyum. Uludağ Üniversitesini tercih etmemdeki tek pay sahibi Prof. Ahmet Cevizci. Ayrıca Nietzsche ve Heidegger’den etkilendim. Çağa Aykırı İnsan isimli kitap yazdım. Ahlak, varlık ve siyaset problemleri üzerine çalışmalar yapmaya devam etmekteyim. Aynı zamanda özel bir okulda öğretmenlik yapmaktayım.
Klişe bir soru ile başlamak istiyorum, hiç ilgisi olmayan kişiler için felsefe nedir?
(Toygar Hoca) - Felsefe, hiç hayatına girmemiş birisi için çağa aykırı olmaktır. Felsefe aslında tüm çağlarda olan kavramların, insanın yaşadığı çağında kendisine yetersiz gelmesiyle başlayarak, kavramları kendisine problem edinmesidir. Felsefe insanın başına problem gelmeden, kişinin kendisinin probleme gitmesidir. Felsefe çevresine sanattan ve bilimden farklı bakış açısıyla bakmaktadır. Bir güle baktığında sanatçı o gülü herkesten daha güzel görür. Bilim insanı aynı güle bakarak nedenleri ve sonuçları araştırır. Felsefeyle güle baktığınızda gülün kendisi olursunuz.
Felsefe atölyesi nedir? Bu atölye çalışmasında neler yapıyorsunuz?
(Mine Hoca) - Felsefe atölyesinin birinci amacı Türkiye de felsefenin para kazandıracağını kanıtlamaktır. İnsanların hergünkülüğünden sıyrılarak kavramlar üzerine düşünebilecekleri ortam yaratmaktır. Her atölye için farklı Bir Kitap- Bir Filozof- Bir Problem belirleyerek katılımcılara hem filozofları ve eserlerini tanıtmak hem de filozofun kendisine edindiği problemi, filozofun düşünme tarzıyla katılımcıların güncel olarak yorumlamalarını sağlayarak farklı düşünme yollarını öğretmektir.
Türkiye’de felsefenin para kazandıracağını kanıtlamak dediniz. Bu biraz, Sokrates’in de eleştirdiği sofistliğin modern bir yorumuna benzemiyor mu?
(Toygar Hoca) - Tek bir bakış açısından bakarsak bu dediniz doğru görünebilir. Fakat günümüzde felsefe Eski Yunan halkının atfettiği değer kadar değer görmüyor. Bizim böyle bir kanıtlama çabasına girmiş olmamızın sebebi insanların para eden şeyleri değerli kabul etmesinden dolayıdır. Biz yaptığımız felsefeyi paraya çevirmiyoruz. Atölyemizde filozofların tanıtımı ve düşünce tarzlarını aktardığımızın karşılığı olarak hizmet bedeli alıyoruz.
(Mine Hoca) - Bir başka bakış açısıyla aynı soruya bakarsak; 21. Yüzyılın dünyasında psikoloji ve sosyoloji eğitimi almış kişilere verilen imtiyazlarla felsefe bölümü mezunlarına verilen imtiyazlar arasında dağlar kadar fark var. Felsefede hiçbir imtiyaz ve ekonomik güç görmeyen insanlar felsefeyi gereksiz görmektedir. Bizim için psikolog deli doktorudur; akıllı insanın doktoru filozoftur.
(Toygar Hoca) - Günümüzde hiçbir vasfı olmayan kişisel gelişimcilerin türemesinden ve felsefeyi farkındalıkmış gibi göstermelerinden dolayı, felsefe toplum içinde akademik anlamını kaybetmiştir. Biz felsefenin kişisel gelişim olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Kişisel gelişimciler, kişisel gelişmiş olanlardır. Onların toplumu geliştirecek kelimeleri yoktur. Genel olarak toparlarsak felsefeyi kendi çıkarına kullanan tüm sosyal gruplardan ve dört duvar arasına sıkıştıran akademisyenlerden felsefeyi çekip saf halini ait olduğunu insana vermemizin karşılığı olarak görüyoruz.
Akbaba Felsefe Atölyesinin hikayesi nedir? Neden Akbaba?
(Toygar Hoca) - Hergünkülüğümüzün içinde insan olarak yoğun tempoda sıkışmış bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Çevremizle, eş dostla bir araya geldiğimizde standart konu başlıklarının dışına çıkamıyoruz. Kamuoyunun sosyal medyaya taşınmasıyla beraber insanlara hazır gündem ve taraf olma güdüsü aşılanan günümüz sosyal ve siyasal alanına sıkışmış insanı hergünkülüğünden kurtarmak için böyle bir atölye açarak, kaçış anları yaratmak istedik. Akbaba ismine gelince; akbaba bizim için filozofu temsil eden hayvan simgesidir. Şöyle ki akbaba doğada asla avlanmaz ve avlanma bittikten sonra kalan leşi yer. Filozof da gelişen olayları, süreç içine dahil olmadan izler ve süreç bittikten sonra yorumlar. Bizim için her ikisi de leşçildir.
Atölye çalışmalarınız akademik düzeyde mi ilerliyor yoksa daha gündelik ve hayatın içinden mi?
(Mine Hoca) - Atölyemiz akademik olan felsefe konularını daha basit dile indirgeme hedefindedir. Belirlediğimiz kitapları katılımcılardan okumuş olarak atölyeye katılmalarını istiyoruz. Filozof ve kitap bilgilendirmesini basit dille gündelik hayattan örneklerle açık hala getiriyoruz. Sonrasında seçtiğimiz problemi gündelik hayattan soru haline getirerek katılımcıların beyin fırtınasına ve felsefeye katılmasını sağlıyoruz.
Atölyelerinizi ne sıklıkla gerçekleştiriyorsunuz?
(Toygar Hoca) - Ayda bir kez atölye gerçekleştiriyoruz. Her ayın ilk haftası sosyal medya hesaplarımızdan o ayın atölyesinin konusu olan kitap, filozof ve problemin duyurusunu yapıyoruz. Her ayın 3. Haftası ise atölye çalışmamız oluyor.
Atölyeye katılmak için gerekli bir ön şart var mı? Farklı eğitim almış ancak felsefeye ilgi duyan kişiler katılabilir mi?
(Mine Hoca) - Atölyemize katılmak için belirlenen kitabı edinmiş, okumuş olmaları ve atölye ücretini ödemiş olmaları yeterli oluyor. Felsefe eğitimi almış olmasına gerek duymadan her sektörden katılım sağlayabilirler. Atölyemiz 20 kişi kontenjanlıdır, 21. Kişiye kabul etmiyoruz. 20 kişiden sonra toplanmak isteyen iyi bir sayı oluşursa aynı ayın atölyesini 2 defa yapıyoruz. Kısa vadede online bir atölye eğitimi düşünmüyoruz.
Atölye faaliyetleriniz felsefe meraklıları için gerçekten ilgi çekici. Peki atölyeye katılmak için ne yapmak gerekiyor?
(Toygar Hoca) - Sosyal medya üzerinden, “Akbaba Felsefe Atölyesi” Instagram ve Facebook hesaplarımıza mesaj atarak ya da sayfadaki iletişim numarasını arayarak bizlere ulaşıp atölye için kendilerine yer ayırtabilirler.
Okuma yapacağınız filozof hakkında bir fikrim yoksa, ön hazırlık yapmam gerekir mi?
(Mine) - Filozof hakkında bir hazırlık yapmak, hayatını okumak elbette kitabı okurken filozofu ve o dönemi anlamak için faydalı oluyor. Okumadan gelebilecek olan katılımcıları düşünerek atölyenin giriş kısmında kısaca bahsediyoruz.
İlerleyen dönemlerde nasıl bir çalışma planınız olacak?
(Toygar Hoca) - Atölyeyi kurduğumuz ilk gün ve devam eden çalışmalarımızda, katılımcıların belirlenen kitapları okumakta zorluk yaşadıklarını fark ettik. İlerleyen zamanlarda, katılımcılarımızın atölye çalışmalarına daha hazır bir şekilde katılmalarını sağlamak amacıyla metin okuma dersleri düzenlemeyi planlıyoruz. Bu derslerle birlikte katılımcılarımızın kitaplara daha hakim olmalarını ve atölyede daha etkin bir şekilde katılım sağlamalarını hedefliyoruz.
Keyifli sohbet için çok teşekkür ederim. Son olarak, Bursa Muhalif okuyucularına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
(Mine – Toygar Hoca) – “Bir Kitap - Bir Filozof - Bir Problem” ile hergünkülüğünüzden sıyrılacağınız muhteşem bir akşam için sizleri de aramızda görmek istiyoruz. Felsefe ile kalın.
Onur Egemen