Hava Durumu

İhsaniye-Sorgun arası, Blue Blues Band sorgulaması

Yazının Giriş Tarihi: 02.07.2023 10:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.07.2023 10:43
İhsaniye-Sorgun arası, Blue Blues Band sorgulaması

Çok geç izledim çoook!

Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’nın, Blue Blues Band’in başrollerinde olduğu Blue Belgeseli…

Herkes ama herkes izlemeli!

Blues’dan rock müziğe kadar ilgisi olan hatta müziğin kenarından geçen herkes!

Açıkçası 1 haftadır, Yavuz Çetin’in vefatından sonra yayınlanan Satılık albümü ile Kerim Çaplı’nın kanal kayıdın b.kunu çıkardığı (Davulcu olmasına karşın her enstrümanı kendi çalması, üzerine de solistliğini kimsenin bu kadar duyamadığı o mükemmel sesiyle yapması sebebiyle) ve vefatından 15 yıl sonra ortaya çıkan Kayıp albümü arasında gidip geldim!

Blue Blues Band, Yavuz Çetin, Kerim Çaplı üzerinden Bursa rock tayfası özelinde rahmetli Evren, Cem abi, Metin, Kedi Bar, yaş itibariyle göremediğimiz Çember, Oğuz (Kurtuluş), Kurban Özgür, Pentagram Tarkan Gözübüyük, Kedi Bar, Rock City Stüdyosu, Polat, Evren ve daha niceleri film şeridi gibi geçti gözümün önünden!

Acayip iki hikaye bir insanı nereye götürebilirse o kadar gittim, ‘nereye gidiyoruz’ da demedim, gittim, bıraktım kendimi…

İki karakterin müzik aşkı, açık ve net 70’lere özlemi ve üzerine aile kurma isteği…

Bayramın birinci günü İhsaniye’den ailemi almak için Keles Sorgun’a doğru yola çıktım…

Yollar yalnızsan; anlamak, özümsemek, farkına varmak ve duyguyu içselleştirmek için vardır!

Önce Kerim Çaplı’nın Kayıp albümü ile başladım!

Gerçekten inanılmaz, o yıllar için, o dönem için değil sadece!

Hücum kaydın yaygın olduğu dönemde, kanal kayıt!

Bir müzisyen düşünün albüm yapıyor, her enstrümanı kendi çalıp kayıt yapıyor ve dostları dahil herkes bu kaydı ölümünden sonra dinliyor!

MFÖ ile sahneye çıkıyor ama bir gece gelip izleyici koltuğuna oturuyor ve ‘kusura bakmayın bilet almadım’ diyecek kadar kafa gidik!

Ve bu adam Jimi Hendrix ile sahneye çıkmış!

‘Bu adam ne ara 4 çocuk yaptı be kardeşim?’ dedirtecek şaşırtıcı bir yaşam!

Sonuç olarak çocuklar ve albüm dahil kapalı kutu yaşayan bir müzik dehası!

Gelelim Yavuz Çetin’e!

O da Keles’e 40 km. kala ile Sorgun arasına denk geldi!

İntiharından sonra çıkan Satılık albümünü bir kez daha dinledim…

İki şarkıya kilitlendim…

İlki ‘Sadece senin olmak’tı!

Mükemmel bir aşk, sevgi şarkısı…

Ama dedim ya belgeseli izlemek lazım…

O şarkıda eşine serenatı dinliyorsun resmen!

Ve bunu da hastanede yatarken yazdığını anlıyorsun, içselleştiriyorsun, ‘kesin böyledir’ diyorsun!

Keles-Sorgun arasındaysa tüm camları açtım, son ses ‘Benimle uçmak ister misin?’ şarkısını dinledim!

Tabii ki var bende de bir psikopatlık (abilerimiz kadar olmasa da) kabul ediyorum, telefonda haritanın küçültülmüş halinin başı, Spotify’da o mükemmel solonun başlangıcına denk geliyordu!

Keles-Sorgun arasını döndüre döndüre o soloyla geçtim!

04.08’de başlayan Erkan Oğur esintisini de Yavuz Çetin’in enstrümanından çıkan isyanını da psikolojisindeki çıkmazı da anlıyorsun!

Şu anda anlamışsın kimin umurunda!

Adam gitti, bir gün hastaneden çıktı, sonuna kadar bağlı olduğu çocuğunu görmeye giderken bir anda boğazda arabadan indi ve yükseklik korkusuna rağmen köprüden atladı!

Sonuca gelecek olursak;

Onu da Yavuz Çetin söylesin!

‘Benden bir ruhsuz yaratmayı

Nasıl başardınız

Benden bir uyumsuz yaratmayı

Nasıl başardınız

Benden hissizden bir yaratmayı

Nasıl başardınız

Yaşamak istemem artık aranızda’

Biri 31 diğeri 55 yaşında vefat etti!

27’ler kulübüne bile girmediler, o kadar özgür bile değildiler!

İki dünya müzisyeni, kaygılarıyla, yok olmuşluklarıyla, yitirilişleri, travmalarıyla gitti bu hayattan!

Bunu yaşatan neydi peki hiç düşündük mü?

DSP mi, AKP mi, CHP mi, MHP mi başka bir üç harfli mi?

Yoksa sadece zihniyetimiz mi?

Bu toprakların, bu topraklara uyum sağlamayan sanatçıyı kabullenmesi için ölmesini beklemesi mi?

Sanat sanat için midir toprak için mi?

Hiç mi dikkatinizi çekmedi Erkan Oğur gibi bir üstat, bu çocuğun albümünde çaldı bir bakalım diye!

Hiç mi dikkatinizi çekmedi bu adamlar Eurovision’a katılan MFÖ’nün sahne müzisyenleri diye!

Hiç mi dikkatinizi çekmedi bu adamlar ne yapıyor diye!

Hiç mi dikkatinizi çekmedi rahatsızlıkları!

Giden, bırakan, pes eden suçlu da onları görmeyen, bu umutsuzluğa iten suçlu değil mi?

Bu topraklar senden gözüken senin gibi olan sanatçıyı sever!

Kumar oynar baş tacı yapar, kadın döver normal karşılar, bohem yaşar ama 10. yıl marşını çalar konu biter vs!

Yavuz Çetin, Kerim Çaplı ve onlar gibi düşünen niceleri de yalnızlıklarıyla göçer gider bu hayattan…

Maalesef ki bu ülke farklı düşüneni her zaman yalnız bırakır!

Kimi yalnızlığıyla veya sessizliğiyle yaşar, kimi pes eder, kimi de sisteme boyun eğer!

Yani sistem evlatlarını yer!

Tolgay Ataokay

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.