Yerel seçimlerin üzerinden 9 ay geçti. Belediyelerdeki değişimden sonra hem başkanlara hem de belediye makamlarına gelen eş dost akraba, küçük büyük ziyaretlerin ardı arkası kesilmedi. Herkes ziyarette herkes afiyette, olsun. Ancak ziyaretlerin makam odasında olanlarında belli kıstas aranmaz mı, makamlara her gelen geldiği gibi karşılanmalı mı?

Belediye makamlarında yaşanan değişiklikle birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in danışmanlarından biri de CHP’nin Yıldırım Belediye Başkan adayı olan Mehmet Önder Mutlu oldu. Mutlu da ziyaretçi yoğunluğu yaşayan her makam sahibi isimden biri. Ancak Mutlu’nun son ziyaretçileri arasında biri var ki tartışılması gereken bir isim. Bu ziyaretçi Bitlis’in Güroymak ilçesinde bulunan Norşin Medresesi müderrisi oluyor. Makamda ağırlanan baş müderris Tahir Seydagil, sarığıyla makam odasında Mutlu’nun misafiri olurken, medreseleri kapatan Mustafa Kemal’in portresi de arkada duruyor.

Norşin Medresesi’nin biraz geçmişini araştırdığınızda, TBMM’nin 1924 yılında kabul ettiği Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla medreseler kapatılırken, Norşin Medresesi’nin kanuna direnmeyi seçtiğini ve 200 yıldır medrese eğitimi vermeye devam ettiğini anlıyorsunuz. Medresede yetişenler arasında Nur Cemaati’nin lideri Said Nursi’nin yer aldığı da küçük bir araştırmayla gözünüze hemen çarpıyor. Ayrıca 2020 yılında medresenin baş müderrisi olan Nakşibendi Şeyhi Seyda Abdülkerim Çevik, silahlı saldırı sonucu öldürülüyor. Öldürülen şeyhi anan ilk isim dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oluyor. Soylu, "Çok hüzünlüyüm. Bir alimin ölümü bir alemin ölümüdür. Bitlis Güroymak (Norşin) Medresesi Başmüderrisi Seyda Abdülkerim Çevik Allah'a yürüdü" diyerek sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Çevik’in ölümünü duyuruyor.

Belediyenin kapıları herkese açıktır, kamu kurumları da her yurttaşın evidir elbette. Ancak muhalefet belediyelerinin açtığı, halkın da çocuklarını ‘ucuz’ ve ‘güvenli’ bulduğu için gönderdiği kreşlerin kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı, 4+4+4 ile her okulun birer imam hatibe dönüştüğü, laik eğitimin her dakika hedef alındığı bir iktidar altında medrese hocasının belediye makamında sıfatıyla ağırlanması gerekli midir?

Güvenli kelimesinin altını çizeceğim, AKP iktidarı döneminde kaç çocuk Kur’an kursunda can verdi? Yanarak ölen Diyarbakır Kulp’taki 6 çocuk unutuldu mu? Şanlıurfa’da daha 12 yaşındayken cansız bedeni kaldığı medresenin ahırında asılı halde bulunan Abdülbaki Dakak? Adana Aladağ’da Süleymancılara ait yatılı kursta yine yanarak katledilen 11 çocuk… Hangisini unutabilirsiniz? Eğitimin gericilik sopasıyla özelleştirildiği bir dönemde, çocuklarının yaşama uygun, bilimsel bir sistemle eğitim alması için hem ucuz hem güvenilir bir okul aramakla günlerini harcayan halkın, müderrisi belediye binasında görmeye ihtiyacı mı var?

Çağdaş, laik, bilimsel eğitimden uzak, tarikatlara insan yetiştirmek üzere kurulu medrese anlayışının yürütücülerinin belediye makamında özel bir zatmışçasına ağırlanması ne kadar doğru?

İktidarın gericilikten beslenen, dindar ve kindar nesil yetiştirme iddiasıyla eğitim öğretim programına dahil ettiği ‘Said Nursi Haftası’na onca laik eğitim savunucusu karşı çıkmışken, iktidarın gerici politikalarına karşı çıkmakla yükümlü olan CHP belediyesinde ağırlanan nasıl bir müderris olur?

Bu ülkenin çağdaş, aydınlık yarınları için elini taşın altına koyması beklenen muhalefetin, ÇEDES projesi ile değerler eğitimi altında çocukların tarikatlara cemaatlere teslim edildiği şu günlerde kazandığı belediyelerde ağırlayacağı bir müderris, bir tarikat lideri olacaksa her şeyin de aslı var, çok uzakta değil, hepi topu 9 ay öncesi.