Sergio Ramos ve bir asparagas hikayesi - Tolgay Ataokay

Dün bir haber düştü medyaya…

‘İnegölspor, Sergio Ramos iddiasını reddetti’ diye!

Sergio Ramos diyo, İnegölspor diyo, yalanladı diyo, gitmeyecek diyo, İnegölspor yalanladı diyo!

Üzerine bir de İnegölspor Başkanı açıklama yapıyor ki; ona yorum yapabilecek kelimeleri seçemiyorum.

Aynen şöyle diyor: Bence İnegölspor’un adının Sergio Ramos ile anılması, İnegölspor’a ne kadar büyük bir güç kattıysa, Sergio Ramos’a da katmıştır diye düşünüyorum. Bizler Sergio Ramos’tan daha büyük bir kulübüz. Sergio Ramos’tan daha büyük bir ismimiz var.

Eskiden akıl tutulması falan derdik, maalesef bu çok farklı bir konu!

Önce TFF’nin 2. Lig kurallarına bir bakalım;

1- TFF 2. Lig’de yabancı futbolcu oynatılamaz.  

2- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçen yabancı uyruklu futbolcular, başka ülkelerin A Milli Futbol Takımında oynamamış olmaları kaydı ile vatandaşlığa kabul için yapmış oldukları ilk müracaat tarihinden itibaren, ancak beş yıl sonra Türk statüsünde oynatılabilirler. Sezonun bir yarısının içerisinde beş yıllık süresi dolanlar, o yarının başındaki transfer ve tescil döneminin başından itibaren Türk statüsünde kabul edilir.

İnsan asparagas haber yapar da bu kadarını mı yapar!

Hayır, İnegölspor Başkanı da dahil kimse ‘Biz yabancı oyuncu oynatamıyoruz ki!’ de demiyor…

Biri çıkmış Sergio Ramos demiş, diğeri de çıkmış ciddi ciddi açıklama yapıyor…

Habercilikten uzaklaşalı asparagasın da kalitesi düşmüş!

‘Şu ana kadar asparagas haber yapmadım’ diyen spor muhabiri, editörü ya da müdürü en büyük yalanı söylüyor demektir…

Herkes irili ufaklı asparagas habere imza atmıştır…

Bu haberden geçmişe döndüm…

Biz de asparagas haber yaptık, halk diliyle k.çımızdan haber uydurduk!

Okuyucu her gün yeni bir haber beklerken, yöneticiler ser verip sır vermezken başka çare kalmıyordu…

Ancak onun bile bir kalitesi vardı!

Hiç unutmuyorum, 2008-2009 sezonu öncesiydi ve Bursaspor teknik direktörü Samet Aybaba; “Transferde sözleşmesi biten oyunculara yönleneceğiz” demişti. O dönem aynı gazetede çalıştığımız, okulunu yeni bitirmiş taptaze gazeteci Mehmet Ali Ekmekçi ile birlikte hummalı bir çalışmaya girdik.

Şu an TSYD Bursa Şubesi Başkanı olan Mehmet Ali Ekmekçi ile ilgili bir parantez açmak gerekirse; Kafamız işin hep cinliğine çalışırdı ve ikimiz de genelde aynı düşünürdük. Hatta ilerleyen yıllarda farklı gazetelerde çalışmamıza karşın aynı başlıkları atıp, ‘bu kadar da olmaz boooluuum’ diye birbirimizi arardık’

Neyse dönelim 2008 yazına…

Önce tüm sözleşmesi biten oyuncuları çıkardık, ardından yorumlamaya geçtik…

‘Bursaspor’a bu olur bak’

‘Yok boooluuum, çok para ister’

‘O olur, bu olmaz’ vs. önce geniş bir liste çıkardık, ardından da o listeyi eledik. 

Elimizde cilli gibi transfer listesi vardı!

Yöneticileri arıyoruz, listemizdeki isimleri ‘bununla görüşme varmış’ diyoruz, hop ‘daha netleşen bir şey yok’ ya da ‘daha görüşmedik’ cevabını alıyoruz…

Böyle böyle Gazete Avrupa tarihinin en başarılı transfer dönemini geçirmişti…

Bursasporlular Ivankov, Mustafa Keçeli, Kirita, Yusuf Şimşek, Gökhan Güleç transferlerini ilk defa Gazete Avrupa’dan duydu…

Hatta transferle birlikte gazetenin ismini de ilk defa duydu!

Hatta o dönemde bir yemekte bir araya geldiğimiz dostum ve kalemine, gazeteciliğine hayran olduğum Özge Yetişmişoğlu, ‘Ya nereden buluyorsun bu haberleri, kaynağın ne?’ diye sormuştu…

Ben de ‘kaynağımın üzerinde oturuyorum’ cevabını vermiştim…

Tabii bu kadar transferi art arda bilince inanmamıştı Özge…

Bir Sergio Ramos haberi nerelere götürdü…

Son dönemde basından çok uzaklaştım ama görünen o ki; asparagasın da kalitesi kalmamış…

Tahmin, öngörü, gerçekliğe yakınlığı, hırs azim, denge, hiçbiri kalmamış ortamda…

Nerede o eski asparagas haberler!

Tolgay Ataokay