Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Erkeklerin yönettiği şehirler ortada, bırakın kadınlar yönetsin!

Haber Giriş Tarihi: 18.03.2019 16:15
Haber Güncellenme Tarihi: 29.10.2020 14:14
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Erkeklerin yönettiği şehirler ortada, bırakın kadınlar yönetsin!

CHP-İyi Parti ve AKP-MHP ittifaklarının Bursa’daki belediye başkan adayları arasındaki tek kadın olan CHP Gürsu Belediye Başkan Adayı Funda Türkcoş Pekiner ile konuştuk. Erkeklerin yönettiği belediyelerin halinin ortada olduğunu söyleyen Türkcoş, “Bırakın kadınlar yönetsin” dedi.

Öncelikle sizi tanımak isteriz?

İstanbul doğumluyum, 9 yaşında 80 öncesi İstanbul sıkıntılı bir yer olduğu için ailem Orhangazi’ye yerleşti. 20 yıldır da Gürsu’dayım. Bursa Kız lisesinde yatılı okudum, 1985’te Bursa Kız Lisesi’nden mezun oldum. O zamanlar Kız Lisesi meşhur Melahat Çakır’ın dönemiydi ve iyi bir disiplinle büyüdük. İstanbul Üniversite Eczacılık Fakültesi’ni bitirdim. Alman Kültür’de Almanca eğitimi aldım ve Bursa’ya gelerek eczane açtım. 5-6 yıl Bursa merkezde eczacılık yaptıktan sonra Gürsu’ya taşındım ve burada eczacılık mesleğimi devam ettiriyorum. CHP Gürsu İlçe Sekreterliğini yapıyorum, 2010’daki referandum sürecinde endişelerim arttığı için CHP’ye üye oldum ve mücadelemi sürdürüyorum. Ailem de hep CHP’lidir.

50 yaşındayım yarım asırı doldurdum. Toplumun bu kadar gergin hale geldiğini gördük. 20 yıldır burada eczacıyım, insanları hiç ayırmadan hizmet etmiş biriyim. Düşündüğümü söylerim, beni tanıyan ciddi bir nüfus var. Bu toplumu kaynaştıracaksak, insanların yüzü güleryüzlü olacaksa bunu bir kadın neden yapmasın. Yerel yönetimde söz sahibi olabiliriz, Gürsu değişirse Türkiye değişir, Gürsu hizmet alırsa Türkiye hizmet alır, çünkü benim Türkiye’m Gürsu. İyi gitmeyen şeyleri değiştirebiliriz, daha iyisini yapabiliriz diye düşünerek aday oldum. Gürsu’nun mutlu bir yer olmasını istiyorum. Sokaklarda bakınca insanların suratları asık. Kimsenin yüzü gülmüyor gençlerin dışındı. Sevgi dolu bir yer olmasını itiyoruz.

Bursa’da alan faaliyetlerine ilk başlayan adaylardan birisiniz. Uzun zamandır insanlarla temas ediyor, sorunlarını dinliyorsunuz. Gürsuluların sorunları ve sizin çözüm önerileriniz nelerdir?

Alanda en çok karşılaştığım sıkıntı şu anda işsizlik. Üretim neredeyse durdu, bundan sonraki süreçte daha büyük endişelerim var. Bunları görünce kadınların eve ekmek götürebilmesi, en azından mutfak masraflarını çıkarabilmesi önem kazanıyor. Eskiden kadınlar evlerinde halı dokurlardı para kazanırlardı, ipek böceği yaparlardı. Bunların hiçbiri kalmadı ama Gürsu’nun kadınların tarhanasını, reçelini, turşusunu kendi yapan kadınlar. Kadın üretim kooperatifi oluşturmak istiyorum. Adını da GürHanım kadın üretim kooperatifi olarak koymak istiyoruz.

Gürsu’nun tarihi bir sokağı var, orada yaşayan insanların o evleri restore etme imkanları yok. Türkiye’deki diğer örnekleri gibi oradaki evleri restore edip, kadınların yöresel yemekleri üretip satabilecekleri küçük yerler oluşturmayı hedefliyoruz. İnsanların haftasonları gidip kahvaltı yapabilecekleri, kadınların satış yeri bedeli ödemeden ürettiklerini satabilecekleri yerler oluşturmak istiyoruz. Öncelikle kadınları düşünüyorum, kadın olduğum için. Kadınların temsiliyeti gerçekten çok az. Bugüne kadar tüm Türkiye’de sadece 119 kadın belediye başkanı olmuş. Bunu düşününce ‘Şehirlerin hali ortada belediyeciğili kadınlara bırakın’ diyorum.

Mutlaka kar amacı gütmeyen, çocukları güvenle emanet edebileceğimiz kreşler olmalı kadınların çalışma hayatına katılabilmeleri için. Fırsat eşitliğinden yanayım, eğitim, sağlık, iş her konuda fırsat eşitliği tanınması gerekiyor. Bunun için hep birlikte yaşıyor ve vergi veriyoruz. Çocuklarımız var, bahçelerimiz parklarımız eksik. Kapalı pazar alanlarımız yok. Kadın bir pazarcıyla konuştum, üzerinde şemsiye olmadan satış yapıyor. Eczacı olduğum için biliyorum, böbreklerinden hasta olmuş, neden? Orada tuvalet olmadığı için, çalıştığı yerlerde tuvalete gidemediği için hastalanmış.

Hastane yolumuz var kaldırım yapılmadan açıldı, insanlar çoluk çocuk kaldırımsız yolda yürüyor, arabalar yanlarından geçiyor.

Yenidoğan mahallemiz var, imar olmayan bir bölge. İnsanların inanılmaz sorunları var. TOKİ buradan 18 km, insanlara evler satılırken 8 km diye satılmış. Orada sadece bir yol problemi de yok. Ambulans gidip gelene kadar hasta kaybedilebiliyor. Gelip giderken insanlar çok büyük sıkıntılar yaşıyor.

Bir kültür merkezimiz yok, konferans salonumuz yok. Taziye evimiz yok. Yenidoğan bölgesinde göçle gelmiş insanların kültürleri gereği taziye evi ihtiyaçları oluyor. Çok inanılmaz vaadlerde bulunmuyorum. Çünkü benim için tekrar yüzyüze bakabilir olmak çok önemli. Seçilmeden önce geliyorsunuz daha sonrasında sizi görmüyoruz diyorlar. Bir çözüm buldum bunun için, 15 mahallemiz var bunların 5’i büyük mahalle diğerleri köy. Bir program yaparak ve her ay bütün mahalleleri gezerek, her ay şu gün şu saatte başkan buradadır diye bir çalışma yaparak bu sorunu çözebiliriz diye düşünüyorum.

Bir belediye başkan adayı olarak beni çok ilgilendiren bir şey de 810 tane engelli var Gürsu’da. Bunları hiç sokakta göremiyoruz çünkü kullanabilecekleri hiçbir alan yok. 810 engelli evde kapalı ama en az 810 da anne, baba ya da kardeş de evde kapalı. Kısa vadeli planlarımız arasında engelli bakım aracı ve engelli gündüz bakım evi planlıyoruz.

Çocukların eğitimlerine çok önem veriyorum. Devlet parasız yatılı okullarında okumuş biri olarak fırsat eşitliğini yakalamış, kendine bir alan açmış çalışmış biri olarak diğer çocukların da bu imkana ulaşabilmesini istiyorum. Sadece Gürsu’da 3-4 tane özel okul açıldı. Neden? Okullar iyi olmadığı için aileler mümkün olan bütün imkanlarını kullanıp çocuklarını iyi okullara göndermeye çalışıyorlar. Ben kahve kahve geziyorum üniversite mezunu gençler kahvelerde oturuyorlar. Kendisi iyi mahallede oturan, kendisi iyi marka arabaya binen herkes ülke kurtuldu sanıyorlar. Bunun böyle olmadığını bilmeleri gerek. Eczacı olarak insanların ilaç alırken katkı paylarını ödeyemediklerini, ilaç alamadıklarını, iş istediklerini görüyorum. Üretimle imalatla ilgili bir yatırım yapılmadığını görüyorum.

Teknoloji çok ilerliyor, insanlar yapay organlar yaparken bizim çocuklarımız bunları neden yapamasın diye düşünüyorum. Bunun için iyi eğitim vermemiz gerekiyor, ancak gelecekte böyle varolabiliriz. Kendi payıma düşen ilçe sınırları içerisinde elimden geleni yapmak istiyorum.

AKP ve MHP’nin ciddi bir oyu var, önceki seçimde 70’e varan oyları var. Bu seçim döneminde nasıl bir değişim görüyorsunuz?

Anketler kötü değil, bizim tahminimizden daha iyi. Şansımızın olduğunu düşünüyorum. Bıkkınlık var insanlarda. Verilmiş vaatler var bu vaatlerin sonunda ülkenin geldiği nokta var. Her görüşten insan rahatsızlık duyuyor ekonomiden. Acayip vaatlerde bulunmuyorum, birlikte ve şeffat bir yönetim izleyeceğiz. Nasıl yaptığımızı da bileceksiniz, niye yapamadığımızı da bileceksiniz. Sadece bizim öngördüğümüz şeyler değil, duruma göre pozisyon da alacağız. Tekrar görüşeceğimizin sözünü veriyorum insanlara, bu nedenle çok güzel tepkilerle karşılaşıyoruz. Seçmenin yüzde 50’si kadın, Gürsu’daki kadınlar nasıl tepki verecekler? Kadınlar desteklerse bu iş olur. Samimiyetimi anlıyorlar, bu siyasi ya da parti meselesi değil. Ben ülkem için bir şeyler yapmak istiyorum. Benim ne Gürsu’da arsalarım var, ne eşim müteahhit, etrafımda böyle birileri de yok. Bu 5 seneyi biz halkımız için çalışmak için adayız. Bu samimiyeti insanlar hissediyorlar. İttifakların gönülde olması gerekiyor. Kağıt üzerindeki ittifaklar insanlar için önemli değil. Ya şu anda olduğu gibi devam edecek, ya da değişiklik isteyenler oylarını kullanacaklar. Kendimizi tanıtmak, ne yapmak istediğimiz anlatmak, toplumu sarmalamak. Seçilemesek bile bu toplumun kaynaşmasına, güler yüzlü olmasına, önyargılardan kurtarılmasına sebep olmuş olacağız. İnsanlar bilecekler ki bizi seven biri var ve aday.

Tarımla geçinen bir ilçe Gürsu. Köylerdeki gelişmişliği ya da kalkınmaya yönelik bir projeniz var mı?

Bizim köylerimizde kooperatifler var fakat aktif değil. Gittiğim köylerde de söylüyorum, üreticinin desteklenmesi gerekiyor. Şu anda köylü nüfusu azalıyor, çiftçilerin çoğunun tarlaları satılık, hepsinin kredi borçları var. Belediyeler kömür dağıtmak zorunda değil. Belediyeler güçlenecekler, üreticiyi de güçlendirecekler. İzmir’e biliyorsunuz süt dağıttılar çocuklara. Bir tane kooperatif kurun diyor, bütün üreticiden mal alalım. Biliyorsunuz kooperatif olduğunda ihaleye de gerek yok. Madem biz büyük üreticiler değiliz, küçük üreticinin malını almaya ve satmaya talip olacağız. Birlikten güç doğuyor. Kömür dağıtmak zorunda değiliz, ne üretiliyorsa onu dağıtmak, sattırmakla ilgilenmeliyiz.

Bir kooperatif kurun çiçeği sizden alalım. Hem değerinde almış olacağız usulsüzlüğe mahal vermemiş olacağız. Hem de üreticiyi desteklemiş olacağız. Üretimin olmadığı bir yerde çarkların dönme ihtimali yok. 

BursaMuhalif.com

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.