[caption id="attachment_20609" align="alignright" width="191"]
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun[/caption]
Bursa Barosu Genel Kurulu’na giderken başkanlığa yeniden aday olan Av. Gürkan Altun ile geçtiğimiz dönemi ve önümüzdeki dönem projelerini konuştuk. 2016-18 döneminde Bursa Barosu’nu Bursalıların avukatı haline getirmeye çalıştıklarını söyleyen Altun, kentin, kentlinin ve çevrenin korunması için açtıkları onlarca davayla Bursa Barosu’nun kenti savunan en önemli unsurlardan biri olduğunu hatırlattı. Mesleğe yeni başlayan genç avukatlar için Baro Han ofis projelerini hayata geçirmek için ihale aşamasına gelindiğini ve TBB tarafından bütçesinin hazırlandığının müjdesini de veren Altun, genç avukatlar için 2 yıl ücretsiz ofis hizmeti sağlayacaklarını ve mesleğe daha emin adımlarla başlamaları konusunda destek sunacaklarını ifade etti.
Genel itibariyle Bursa Barosunun 2 yılını nasıl değerlendirmek gerekir? Sorunlar nelerdi ve bu sorunların çözümü konusunda nasıl aşamalar kaydedildi?
8 Ekim 2016’da Bursa Barosu’ndaki yolculuğumuz başladı. En büyük avantajımız 2002’den beri Bursa Barosu’nun çeşitli kademelerinde yer aldığım bir kurum olması. Gerek 23 yılı aşan meslek hayatım, gerek 16 yılı aşan Baroculuk hayatım, sorunları görme anlamında duyargalarımızın daha açık olma avantajını veriyor bize. Bize göre çok şey yaptık, ama aday olmayı düşünen ya da sahada bizimle karşı karşıya olan kişiler için yeterli gelmeyebilir. Önümüzdeki dönem aday olmamızın temel sebeplerinden biri de bizim içimizden de yeterli gelmemek ve daha fazlasını yapma isteğidir. Neden çok çalıştığımızı bazı verilerle ortaya koymak isteriz. Ben Bursa Barosu’nun 27. Başkanıyım. Bursa Barosu sayısal itibariyle Türkiye’nin 5. büyük barosu fakat bize göre yaptığı işler anlamında birinci barodur. Türkiye’de gerçekten gerek geçmişte, gerek günümüzde ses getiren bir çok olay, eylem ve davası var.
Çocuk hakim çocuk savcı yargısına doğru bir geçiş başladı
Bursa Barosu’nun geçtiğimiz 2 yılda yaptığı basın açıklamasının sayısı 117. 700 günde 117 basın açıklaması. Daha önceki dönemlerle kıyaslarsak bunun bir anlamı oluyor, yoksa bazı kurumlar var ki günde 2-3 basın açıklaması yapıyor. Bizden önceki 2 dönemde 2012 ile 2016 arasında toplamda 76 basın açıklaması yapılmış. Bunların içinde en az 20 tanesi rutindir. Bizim için de önceki dönemlerde de. Kadın hakları, çocuk hakları günleri, dini ve milli bayramlarımız. 117 sayısına ulaşmamızın gerekçeleri de ülkemiz açısından gerek hukuki gerek siyasi olarak zor bir dönem içinde olmamızdır. 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi ve ondan sonraki OHAL KHK’leri ile yürütülen dönemi yaşadık, yargıda ciddi bir erozyonun olduğu bir dönemi yaşadık. Görevden atılan ve ihraç edilen hakim savcı sayısı en son 4860’tı. Hakim ve savcı sayısı 15 Temmuz’da 13 bin civarındaydı. Bugün 17 bine yakın. Önce 5 bini çıkarıp sonra 17 bine vardığınızda 9 bine yakın yeni hakim savcı almışız. Bunun 2-3 bini avukatlık mesleğinden geçen hakim ve savcılar, fakat büyük çoğunluğu hukuk fakültelerinden yeni mezun olmuş, 93-94-95 doğumlu genç hukukçular. Adeta geçtiğimiz 2 yılda çocuk hakim çocuk savcı yargısına doğru bir geçiş başladı. Gelişmiş ülkelerde de genç hakim sayıları artırılıyor ama Avrupa Birliği’nin verdiği sayı yüzde 5. Biz yüzde 150 koymuşuz, yüzde 5 rakamı bize çok uzak rakamlar. Neden yüzde 5 koymuşlar, yeni gelen hakim ve savcılar, usta çırak ilişkisi içinde eski hakimlerden öğrenerek yetişsin, adalete de fazla zarar vermeden meslekte pişip onların yerini alsınlar. Hakim savcılar her şeyi yeniden öğreniyor, bu arada da adalet ve hukuk ciddi zararlar alıyor. Her KHK’nın savunmaya getirdiği kısıtlamaya ve ihraçlara dönüp bakmak ve açıklamalar yapmak gerekiyordu. İçinde bulunduğumuz süreçte kentin, kentlinin ve çevrinin aleyhine gelişen bütün olaylarda açtığımız davaların görünür ve duyulur olmasını istedik. Toplumda ciddi dejenerasyona yol açan, çocuklara ve kadınlara cinsel istismara da dikkat çekmek istedik. Dün yok muydu, vardı fakat görünür olmaktan uzaktı. Ne kadar görünür kılarsanız, toplumla yüzleşmesini sağlarsanız o kadar başarılı olursunuz. Önce görünür kılacaksınız, yüzleşmelerini sağlayacaksınız, çok da ahlaklı dört dörtlük bir toplum olmadığımızla yüzleşmemiz lazım. Aile yapımızın çok da düzgün olmadığını, kendi içinde kırılmalar barındırdığını anlamamız lazım, sonra da mücadele etmemiz lazım. Bu nedenle 117 basın açıklaması yaptık. Önümüzdeki dönemde umarım, bakın bir çok sayıda artırmayı düşünüyoruz, umarım basın açıklaması sayımız azalır, çünkü bu toplumdaki olumsuza doğru gidişe ses çıkarmadır. Umarım daha az hata yapılan, suç işlenen, hak ihlali olan bir dönem yaşarız ve biz daha az basın açıklaması yaparız. Alanımız gerçekten çok geniş, bir taraftan açlık grevi yapan, Nuriye ve Semih’e önce psikolojik ardından tutuklama ve uzun tutukluluk süreleri, bir tarafta toplumsal davaları alan meslektaşlarımızın yerlerde sürüklenmeleri ve tutukluluk süreleri, bir tarafta yargıdaki erozyon, bir tarafta maden işçilerinin yakınlarına uygulanan muamelenin niteliği, bir tarafta hala cesetlerine bile ulaşılamayan, Kahramanmaraş’ta olan göçük, bir tarafta panzerin ezdiği çocuk, bir tarafta polisin gaz fişeğiyle öldürülen çocuğumuz, bunlara tepki göstermek zorundasınız. Davalarında bulunmak zorundasınız. Bu dönemde biraz da terzinin kendi söküğünü dikememesi gibi gerçekten avukatlara ve hukukçulara yönelik bir çok saldırı oldu. Hala tutuklu yüzlerce meslektaşımız var. Bunun büyük çoğunluğu savunma yaptıkları için, avukatlık yaptıkları için tutuklu. Neden o davayı savundun, o savunmada ne demek istedin, neden davayı sulandırdın. En son Ömer Kavili örneği mesela. CMK’da ‘davayı sulandırma’diye bir madde yok, ama hakimin zihninde var. Artık hakimler dünyaya bakış açılarıyla, zihniyetleriyle kararlar veriyorlar. Avukatı soruşturmak için Bakanlıktan soruşturma izni alınır ve ardından soruşturma başlatırsınız. Ama önce soruşturmayı başlatıp daha sonra izin alındı.
Gazete patronları açtığı davalar nedeniyle Baro’yu boykot ediyor
Web sayfasında 4 yılda 371 vakayı haber yapmış Bursa Barosu, biz bunu 2 yılda 411 olarak gerçekleştirmişiz. Yazılı basında son 2 yılda, açtığı ya da açmadığı davalar nedeniyle bazı basın kuruluşları tarafından doğrudan boykot yemesine rağmen 945 haberimiz yayınlanmış. Öyle bir durum var ki bir gazete patronunun İmar Planını ihlal, Çevre ve Şehircilik İlkelerini ihlal, Organize Sanayi Bölgeleri Kanununu ihlal gibi bir sürü ihlalinden hareketle elde ettiği bir ranta karşı dava açıyorsunuz o sizi boykot ediyor, bir diğer gazete patronunun rakibi işletme ruhsatı alıyor ona dava açmıyorsunuz diye o boykot ediyor. Özellikle Bursa’da gazete patronu olmak aynı zamanda işadamı olmaktan geçiyor. Kar ve sermaye yan yana geliyor, kentin, kentlinin ve toplumun rantından ziyade kendi rantı öne geçtiği için gazetecilik de burada akamete uğruyor. Bu boykotlara rağmen 945 yazılı basın haberimiz var, aynı dönemde 1200’e yakın internet gazetelerinde haberimiz çıkmış. Bursa Barosu’nun bir dergisi var, 105. sayısını çıkardık. 70’li yıllardan beri çıkan ve 3 ayda bir yayınlanır ibaresi bulunan dergi. Bizim dönemimize kadar hiçbir dönemde yılda 4 adet çıkmamış. İlk defa bizim dönemimizde yılda 4 sayı çıkarıldı. İçeriğini toparlayabildik, maliyetini karşılayabildik, basabildik ve üyelerimize ücretsiz olarak dağıtabildik. Bizden önce hiç olmayan geçmişte Baro Başkanı Asude Şenol döneminde gazete formunda çıkardığımız bültenimiz vardı, biz her ay bir bülten çıkarmaya başladık. Bütün üyelerimize elektronik ortamda ulaştırdık, basılı olarak da tüm Baro odaları, avukat bekleme odalarına ulaştırdık. Toplamda 52 adet mesleki çalışma gerçekleştirdik, 9 tanesi Anayasayı konu alan, Başkanlık sistemine gidiş sürecini değerlendirdiğimiz, 43 tanesi de doğrudan mesleki alandaki gelişmeleri, değişimi veya eğitimi amaçlayan panel sempozyum ve seminer düzenledik. 2 yıllık dönemi düşündüğümüzde neredeyse her 2 haftada bir ücretsiz çalışma yaptığımızı gösteriyor. Bunun dışında başka mesleki çalışmalarımız da oldu, sertifikalı eğitim programları, ücretsiz olanları var ücretli olanları var. Örneğin CMK eğitim semineri, bizden önce bir dönemde 1 tane yapılabilen semineri biz 11 tane yaptık. Artık 150-200 kişilik değil 15 kişilik ve atölye şeklinde yapıyoruz. Her 2 haftada bir CMK eğitimi yapabilir hale geldik ve 2019 Haziranına kadar da eğitimi planladık. Hangi eğitmen, hangi gün eğitim verecek 2019 Haziranına kadar belli. Arabuluculuk eğitimi yaptık, temel bilirkişilik eğitimi yaptık, tahkim eğitimi yaptık, CMK müdafii eğitimi, yani eğitmen eğitimi yaptık uzun soluklu bir eğitim. İleri düzeyde İngilizce eğitimi verdik, AİHM başvurularını konu alacak şekilde. Çocuk ceza adalet eğitimi oldu, 3 adet Uluslararası hukuk konferansının düzenleyicisi olduk. Bunları da topladığımız zaman neredeyse her hafta bir eğitim yapmışız. Uluslararası konferansların düzenleyicisi ve konuşmacısı olmamız da sözü dinlenen bir baro olduğumuzun bir göstergesi oldu. Yine Bursa dışında farklı illerde farklı hukuk derneklerinin düzenlediği panellerde konuşmacı olarak yeraldık.
Avukatlar mahkeme kapısında kalmayacak
Henüz Baro Başkanı olmadan önce 2011 yılında kurduğum bir Whatsapp platformu vardı “Mazeretim var” ismiyle. Sebebi de şu; avukat arkadaşlar elbette çok rahat anlayacaklar ama biraz önce bahsettiğimiz hakim savcı azlığı, duruşmaların yapılamamasına neden oluyor. Siz buradan çıkıyorsunuz Ataevler Adliyesinde duruşmanız var kapıya bir geliyorsunuz hakim yok, mazeret dilekçesi verip çıkıyorsunuz. Oradan çıkıp Kemalpaşa’ya gidiyorsunuz aynı, Mudanya’ya gidiyorsunuz aynı, belki hiç duruşmaya giremediğiniz oluyor, çünkü kimse size mahkemenin doğal hakiminin olmadığını bildirmiyor. Bizde mahkemelerdir esas olan. Hakim bulunur ama yerine bakan hakim esasa bakmaz, duruşma günü alır çıkarsınız. Biz bu nedenle 2011’de bir grup oluşturduk ilk olarak 25-30 kişilik arkadaş grubumuzla. Mesela siz gittiniz 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne baktınız hakim yok, gruba yazıyorsunuz, o grupta bulunanlar mazeret vermesi gerektiğini bildiği için UYAP üzerinden gönderiyor adliyeye bile gelmiyor. Şimdi 1500 avukat bu ‘Mazeretim var’grubunu kullanıyor. 1500 avukat o mahkemede sadece 1 avukatın mağdur olmasıyla, bazen hiç kimsenin mağdur olmamasıyla, çünkü işin içine artık Baro da girdi, günlük raporlu hakimlerin listesini yazıyoruz, bir arkadaşımız mazeret vermişse bir gruba yazması yetiyor. Şimdi bunun akıllı telefon uygulamasını yaptırdık ve beta sürümünü kullanmaya başladık. 15-20 gün içerisinde dağıtımına başlayacağız. 6 adet Whatsapp grubuyla uğraşmak yerine akıllı telefon uygulaması daha kolay bir şekilde avukatların mağdur olmasını engelleyecek. 8 adet kitap basımında bulunduk 7’si doğrudan mesleki, 1’i şehit edilen Özgür Aksoy adına şiir kitabı. Şehit Özgür Aksoy ve ondan önce 79’de katledilen Mehmet Cengiz Göral’ın anılarını yaşatmak için yarışmalar düzenledik. Mehmet Cengiz Göral aynı zamanda bir gazeteciydi. Baktığı davalar nedeniyle öldürülen devrimci bir avukattı ve onun adına makale yarışması yaptık. Orada dereceye giren eserleri de dergimizin 105. sayımızda da yayınladık. Cengiz Göral’ın eşi Ayhan Göral bir eğitim bursunu ödül olarak koydu. İlk 3’e giren ve mansiyon alan 4 kişiye 500’er lira eğitim bursu veriyor. Bu eğitim bursunun Bursa Barosu’yla ilgisi yok, Ayhan Göral veriyor bu ödülü, dereceye giren kişi öğrenciyse burs doğrudan onun oluyor, eğer değilse onun belirleyeceği bir öğrenciye burs olarak aktarılıyor. 4 Temmuz 2017’de kaybettiğimiz Özgür Aksoy için de şiir yarışması düzenledik, o da şiirle tiyatroyla yakından ilgilenen bir avukat arkadaşımızdı. İstanbul’dan Ankara’dan dereceye giren meslektaşlarımız, hukuk fakültesi öğrencileri oldu, yarışmaya katılan 50 şiir ile bir şiir kitabı yayınladık. Yine genç yaşta kaybettiğimiz meslektaşımız Murat Karaman anısına bir fotoğraf yarışması düzenleme fikri var, umarım kasım ayında gerçekleştireceğiz. Bursa Barosu’nun yapageldiği yarışmalar var 10’u aşkın yıldır çocuk resim yarışması yapılıyor. Çocuklar için özellikle dezavantajlı çocuklar için, dağ köylerinde kenar mahallelerde okumak zorunda kalan çocuklar için çocuk şenlikleri düzenliyoruz. Bu yıl 4.sünü Devecikonağı köyünde yaptık. Her sene Atatürk haftası dediğimiz 29 Ekimi 10 Kasıma bağlayan hafta en az 2 otobüs çocuğumuzu yine dezavantajlı bölgelerden getirip Milli Eğitimle ortaklaşa olarak Bursa’yı gezdiriyoruz, Atatürk Evi’ni gösteriyoruz, ortak salonlarımızda biraraya gelerek çeşitli hediyeler veriyoruz. Cezaevindeki çocuklarımızı da unutmuyoruz. Her sene 23 Nisan haftasında cezaevindeki çocuklarımıza, çocuk şenliklerine götürdüğümüz eğlenceyi götürüyoruz. Cezaevlerine palyaço sokmak, macun sokmak, pamuk helva sokmak yiyecek sokmak kolay değil. Onları orada bir günlüğüne de olsa dış dünyayla bütünleştiriyoruz.
Bunların dışında Bursa’da 10’larca dava açtık, Karaağız köylülerinin de yanındaydık, Uludağ Kocayayla’da kesilen ağaçlardan ötürü de dava açtık, antik kent Myrleia’daydık, DOSAB Termik santraline karşı çıktık, organize sanayi bölgesinde yapılmak istenen alışveriş merkezi ve rezidanslardan oluşan plana dava açtık. Aldığı özel kat izinleriyle Bursa’nın içinden denizi görmeye çalışan projeye itiraz ettik. Yine Kayapa’da katı atık yakma tesisine karşı dava açtık. Onlarca büyük ölçekli maden arama ve işletme projelerine, doğayı ve çevreyi kirleteceğini düşündüklerimize müdahale ettik. Kentsel dönüşümün, Bursa’da tamamen rantsal dönüşüm olarak uygulandığı düşüncesinden hareketle Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası ile birlikte hareket ettik, yüzlerce dava açtık, yürütmeyi durdurma kararları aldık. İlgili belediyeler bizim açtığımız davalardan sonra bu uygulamalardan vazgeçti ve 0.50 emsal artışları durduruldu.
Avukata nerede saldırı olmuşsa muhakkak orada olduk. Gezi’den bu yana başlayan toplumsal davalar vardı, tamamında Bursa Barosu vardı. FETÖ çatı davasında Bursa Barosu doğrudan zarar gören bir kurum olduğu için müdahil oldu. Ergenekon’da vardınız burada neden yoksunuz diyenlere bir cevap olsun mahiyetinde söylüyorum. Orada da vardık, FETÖ davasında da varız. Bireysel olaylar olan ama toplumu acıtan, Özgecan davasından İstanbul’daki şortlu kadın davasına, Atatürk’e hakaret davasına, topluma malolmuş ama bireysel davalar da Bursa Barosu’nun gündeminde oldu.
Yapılmayan bir şey daha yaptık, normalde avukatlar posta pulu almak için postaneye gitmek zorundaydı, biz Baro odalarını posta pulu satılır hale getirdik. Hiçbir komisyon veya ücret almadan, PTT’den önödemeli aldığımız pulları yine aynı bedelle satarak, hizmet bilinciyle hareket ettik ve meslektaşlarımız da bu durumdan mutlu olmuşlardır. Sağlık sorunu yaşayan meslektaşlarımıza yönelik kampanyalar yaptık, ihtiyaç duydukları malzemeleri temin etmeye çalıştık, yanlarında olduk.
Zorunlu avukatlık diye bir şey var, yani sermayesi belli bir miktarın üzerinde olan anonim şirketlerle 100’ün üzerinde üyesi olan kooperatiflerde avukat bulundurulmak zorunda. Yıllardır bu alan ihmal edilmişti. Biz bu şirketlere ihtarnameler çektik, 100’lerce tebligat gönderdik ve etkili olduk. Hukuk danışmanı bulunmayan şirketler bulundurmaya başladı. Kaybettiğimiz meslektaşlarımızdan da hareketle TBMM’ye kanun teklifinde bulunduk. Avukatların ve doktorların görevi başında öldürülmesinin şehit sayılması yönünde kanun teklifi verdik. TBMM’de Çocuk Hakları Komisyonu kurulmasını Ekrem Demiröz dönemi Bursa Barosu teklif etmişti, biz de teklifi yineledik, çünkü her yasama döneminde yeniden kanun teklifinde bulunmak gerekiyor. Avukatlara Yeşil Pasaport verilmesine yönelik bir çok Baroyla birlikte yasa teklifinde bulunduk. Çağdaş Gazeteciler Derneğiyle geçmişte Bursa Barosunun yaptığı ‘Yaşananlar boşuna değil”ve ÇGD’nin ‘Perşembe söyleşileri’ni biraraya getirdik ve ‘Yaşananlar boşuna değil - Perşembe söyleşileri’yaptık. Çeşitli düşün insanları, hukuk insanları, gazeteciler ve aydınları Bursalılarla buluşturduk.
Meslektaşlarımıza saldırılar oldu bu dönemde, onlara ilişkin mahkemelerde mücadele ettik. Fiziksel mekanlar kazandırdık Baroya, bilindiği gibi Heykel’de Baro Lokali vardı, 2006 yılında 10 yıllığına yap işlet devret yöntemiyle Baro’ya verilen ve 2016’da süresi biten. Göreve gelir gelmez oranın tahliye sorunuyla karşı karşıya geldik, Büyükşehir Belediyesi bizim ihale süremiz bittiği için tahliyemizi istedi. Biz burada bir işlev değişikliğine gittik, lokal işletmeciliğine son verdik ve adli yardım merkezi haline getirdik, vatandaşlara ücretsiz avukatlık hizmeti verilen bir alan haline getirdik, Büyükşehir Belediyesiyle de bunu paylaştık, Bursa halkına kamu hizmeti veren bir yer olduğuna ikna ettik ve 3 yıllığına yeniden burayı Bursa Barosu’na kazandırdık. Baro odalarında bulunan bilgisayarları yeniledik ve sayılarını artırdık. Uzlaştırma merkezi açtık, CMK birimi Baro’nun içinde sıkışık bir şekilde çalışıyordu, Baronun dışında daha önce Vakıf Bank’ın kullandığı 3 katlı bir yer vardı orayı çok cüzi bir miktara kiraladık ve CMK uygulama merkezimizi oraya taşıdık. 3-4 ayda bir evrak isterken meslektaşlarımızdan şimdi neredeyse bir aya kadar kısalttık. CMK sertifika eğitimlerimizi de orada oluşturduk. FETÖ davalarının da başlamasıyla cezaevlerinde çok ciddi avukat bekleme sorunları başlamıştı. İlk yaptığımız iş Başsavcılık ve Cezaevi Müdürlüğü ile birlikte kendimize bir bekleme odası kurduk, içinde tuvaleti, mutfağı televizyonu olan bir bekleme odası yarattık. Biliyorsunuz 24 saat görüş var avukatlara Bursa H Tipi Cezaevinde. Meslektaşlarımız da müvekkilleriyle daha rahat görüşebilmek için çoğunlukla gece görüşe gidiyorlar, kalabalık olduğunda uzun süreler beklemek zorunda kalıyorlar. Biz dışarıda ofisinde bekler gibi bekleyebilme konforunu getirdik.
Baro içinde doğrudan doğruda basın danışmanımız yoktu, biz bunu daha kurumsal hale getirdik ve basın danışmanı istihdam ettik. Bu sayede dergimizin, basılı yayınlarımızın ve özellikle sosyal medya kanallarımızın daha aktif hale gelmesini sağladık. Geldiğimizde 150’ye yakın takipçisi olan Bursa Barosu sosyal medya hesaplarının 5500’ün üzerinde takipçisi olur hale getirdik. Bölge Adliye Mahkemesi Bursa’da yoktu. 9 yerde kurulması düşünülürken Bursa ve Sakarya bunların arasından çıkarılmıştı, biz geldiğimizde ciddi bir mücadele içinde olduk ve Bursa’ya Bölge Adliye Mahkemesi’nin kurulmasını sağladık. 2017’nin Temmuz ayından beri Bursa’da Bölge Adliye Mahkemesi var.
Bildiğimiz kadarıyla halihazırda projesine başlanan, genç avukatlara ofis hizmeti sağlanabilecek bir bina yapmayı planlıyorsunuz. Peki bu önümüzdeki dönemde yapmayı planladığınız projeleriniz nelerdir?
Genç avukatlarla ilgili iki vaadimiz vardı biri neredeyse Bursa Barosu’nun yüzde 35’ini oluşturan 0-5 yaş arası meslektaşların seçilme hakkı olmamaları ve yönetimde söz sahibi olmamaları nedeniyle yönetimde söz hakkı sağlayacak bir uygulama yapmaktı. Genç Temsilci Yönetim Kurulu Üyesi uygulamasını hayata geçirdik. İş yükümüzü artırdı ama gençlerin yönetimde olması bize ciddi bir sinerji verdi. Eskiden haftada bir gün yaptığımız Yönetim Kurulu toplantılarını Genç Temsilci Yönetim Kurulu üyelerinin gelmesiyle haftada 2’ye çıkarmak zorunda kaldık, çünkü disiplin kurulu ve soruşturma dosyaları seçilmiş Yönetim Kurulu üyeleri tarafından görülen ve oylanan konular olduğu için salı günleri disiplin kurulu toplantılarını yaptık, perşembe günleri de rutin toplantılarımızı yaptık ve aynen seçilmiş Yönetim Kurulu üyeleri gibi genç meslektaşlarımızın da burada oy kullanmalarını ve yönetime katılmalarını sağladık. 5 asil ve 5 yedek genç YK üyesi arkadaşımız yine listelerimizde bulunuyor.
Genç avukatlara 2 yıl ücretsiz ofis sağlayacağız
İkinci vaadimiz ise mesleğe dezavantajlı olarak başlayan genç meslektaşlarımıza dokunmaktı, onlara eşit olmasa da yarışa biraz olsun motive etmekti. Bu nedenle ‘Baro Han Genç Ofis Projesi’gerçekleştirmiştik. Bu konuda sona gelindi, bir belediyemizin binasını kiralıyoruz, yakında sözleşmelerimiz yapılmış olacak. Türkiye Barolar Birliği’nden de 2018 yılı Ocak ayında bütçesini çıkardık. Burada 100’e yakın meslektaşımıza 2 yıl süreyle ücretsiz ofis hizmeti sunacağız. Genç meslektaşlarımız büroyu geçindirme, kirasını, internetini ödeme sorunlarıyla karşılaşmaksınız, alacağı CMK ve adli yardım gibi görevlendirmelerle geçimini sağlayacağı bir ofis projesini hayata geçiriyoruz. Burada kongrelerimizi yapabileceğimiz geniş bir salonumuz olacak, yine tiyatro, seminer gibi etkinliklerin düzenlenebileceği 2 adet 100’er kişilik salonlar bulunacak. Kafeterya ve toplantı salonları olacak. Ücretsiz yararlanabilecekleri telefon santral hizmeti ve danışma servisi olacak. Sanat müziği, halk müziği, folklor gibi etkinliklerde kullanılabilecek atölyeler de bulunacak. İçerisinde bir de Atatürk Araştırmaları Kütüphanesi yer alacak.
Yeni döneme ilişkin bunların dışında bir çok yeni projemiz de var, bunları da önümüzdeki dönemde yerine getirmek istiyoruz. Web sayfamız, akıllı telefon, Baro Web TV ve Baro Radyosunu hayata geçirmeyi planlıyoruz. Gerek toplumsal davalardaki duyarlılığımızı, gerek toplumsal olaylardaki duyarlılığımızı, gerek mesleki çalışmalarımızı artırarak devam ettirmek istiyoruz, Bursa’da Bursa Barosu var, Bursalıların avukatıdır Bursa Barosu, temel rüyamız ve hülyamız budur.
http://www.bursamuhalif.com/baro-baskani-altun-yeniden-aday-mucadelenin-hukuki-dayanagi-baro/