Hava Durumu

AKP’nin 'sağlıkta dönüşüm’ü şiddet getirdi!

Haber Giriş Tarihi: 21.11.2018 21:46
Haber Güncellenme Tarihi: 21.11.2018 21:46
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
AKP’nin 'sağlıkta dönüşüm’ü şiddet getirdi!
  • AKP’nin ‘Sağlıkta şiddet yasası’ diyerek duyurduğu ve hem hekimlerin çalışma haklarına hem de yurttaşların sağlık haklarına yeni saldırılar getiren yasa meclisten geçti. Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Güzide Elitez Bursa Muhalif’e ‘şiddet yasası’ diye duyurulan yasanın iç yüzünü aktardı.
  • AKP’nin sağlıkta dönüşümü öncesinde şiddet vakalarının neredeyse hiç görülmediğini söyleyen Dr. Elitez, şu anda Türkiye’de günde 30 Beyaz Kod alarmı verildiğini ve son istatistiki verilere göre Bursa’da her ay ortalama 40 beyaz kod vakası gerçekleştiğini ifade etti.
  • Elitez, AKP’nin kiralama usulüyle işletmeye çalıştığı şehir hastanelerini finanse edebilmek için eğitim-araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerini de şehir hastanelerine bağlama planı yaptığını, bunun da tıp eğitimini olumsuz etkileyeceğini dile getirdi.
Basın açıklamaları nöbetlerin yanı sıra özel olarak sizden gelişmeleri ve öngörülerinizi, tabiplere nasıl bir geri dönüş olacak? TTB bir süredir sağlıkta şiddet yasasının çıkması için çalışıyordu, özellikle İstanbul’da Dr. Fikret Haciosman’ı kaybettikten sonra bu çalışmalar hızlandı. Bu bizim en yakıcı sorunumuz. Sağlık dağıtan ve bunu çok fedakar bir şekilde yapan bir meslek grubuyuz. Çalıştığımız yerlerde can güvenliğimizin olmaması bizim için çok yaralayıcı bir sorun. İnsanlara sağlık verirken kendi sağlığından hatta canında olmak, o kadar fazla yakıcı bir sorun ki, bu nedenle Türkiye gelinde çalışmalar başlattık. Bugün Türkiye çapında 30’ün üzerinde Beyaz Kod alarmı veriliyor. Sağlık Bakanlığı’nın Beyaz Kod uygulaması var. Hekimler saldırıya uğradıklarında Beyaz Koda başvuruyorlar. Yeni gelen bir bilgiyi sizinle paylaşmak isterim, Bursa’da aylık ortalama 40 Beyaz Kod veriliyor. Çok ciddi bir sorun, 40 adet saldırı var. Hekimler basit dalaşmaları, sözlü bir takım hakaretleri Beyaz Koda yansıtmıyorlar, bunların cezai yaptırımlara uğramadıklarını biliyorlar. Biz birtakım caydırıcı yaptırımlar olsun istiyoruz ve bunun için TTB’nin çok ciddi çalışmaları oldu, biz de Bursa Tabip Odası olarak yürüyüşler, nöbetler, imza kampanyaları gerçekleştirdik. Hemen ardından Meclis gündemine bir yasa tasarısı geldi. Bu kamuoyuna sağlıkta şiddet yasası diyerek duyuruldu. Olumlu bir gelişme gibi görülebilir ama yasayı incelediğimizde, 44 maddenin sadece 1 tanesi şiddetle ilgili. Bu da daha önce beyaz kod verildiğinde polis şüpheliyi savcılığa sevketmeden salabiliyordu, artık savcılığa sevketmek zorunda kalacak. Ayrıca hekimler karakolda ifade veriyorlardı eksiden, bu yasayla birlikte olay yerinde ifadeleri alınacak. İki tane olumlu uygulama var bu konuda, ne kadar caydırıcılık içerdiğine siz karar verin. Cezalar ertelenmesin, paraya çevrilmesin ve artırılsın gibi taleplerimiz vardı bizim, bunların hiçbirini göremiyoruz. Şiddetin yalnızca cezai yöntemlerle çözülemeyeceğini biliyoruz çünkü bu sağlıkta dönüşümün getirdiği bir sorun. Bunu çok net biliyoruz, sağlıkta dönüşümden önce böyle sorunlar yaşayan bir meslek grubu değildik. Şimdi Bursa’da her gün en az 1 beyaz kod veriliyor, bu kadar ciddi bir sorun. Bunun yanında baktık ki yasaya bizim taleplerimizle ilgili hiçbir getirisi yok, ama yanında bizim temel haklarımıza, çalışma hayatımıza, iş güvencemize dair çok önemli düzenlemeler var, eczacı ve diş hekimleri için de tabii. En önemli madde 5. Maddeydi. Başta KHK ile uzaklaştırılan hekimlere yönelikmiş gibi gözüktü, ama KHK süren bir şey, bundan sonraki çalışma hayatında hekimlerin önüne her an çıkabilecek bir uygulama. Bu yasa taslağında KHK ile uzaklaştırılan hekimlerin hiçbir şekilde SGK anlaşması olan hastanelerde ve birimlerde çalışmasına izin verilmediği gibi bir ibare vardı. SGK anlaşması yapmayan özel hastaneler ve muayenehaneler. Bursa’da SGK anlaşması yapmayan yalnızca 1 hastane var. En büyük işverenin devlet olduğu bir yapıda SGK anlaşması olmayan yerlerde çalışabilir demek, ki yaklaşık 7500 civarında olduğu biliniyor, iş bulamamaları demek. Muayenehane açmaları tartışmalı, çünkü günümüzde artık hekimlerin tercih etmedikleri bir yöntem muayenehane. Bu insanları açlığa mahkum etmiş oluyorsunuz. Aynı zamanda SGK anlaşması dediğiniz zaman işyeri hekimliğini de kapsıyor, çünkü işyeri hekimleri reçete yazıyorlar ve o reçeteler SGK tarafından ödeniyor. Bütün çalışma alanlarını kapatmış oluyorsunuz yani. KHK ile uzaklaştırılanlar da hiçbir yargı süreçlerinden geçmemiş hekimler. Yasalar tarafından herhangi bir suça tabi tutulmamış, mahkemeler tarafından yargılanmamış, hüküm giymemiş insanlar. Eğer Anayasal bir suç işlenmişse, bunun için yargılamalar yapılabilir. Aynı şey güvenlik soruşturmaları için de geçerli, kimin tarafından yapıldığı belli olmayan soruşturmalar. Üniversiteden yeni mezun olanlar için çok ciddi bir sorun, 7500 hekimden bahsediyoruz ve her yıl yeni mezun olacak olanlarla bu sayı katlanarak artacak. Bu yasayı kamuda görünür kılmaya çalıştık, hem odalar hem de TTB. Yürüyüşler, basın açıklamaları yaptık, bildiriler dağıttık. Biz kentteki bütün siyasi partileri ziyaret ettik, il yöneticilerine anlattık. Bütün milletvekillerimize mektuplar yazdık, yasaya neden karşı çıktığımızı anlattık. 5. Madde komisyondan olduğu gibi geçti, meclise geldi ve oradaki görüşmeler sonucunda, kısmi olarak kazanımla sonuçlanmış oldu. Artık özel hastanelerde ve işyeri hekimi olarak çalışabilecekler. Ama güvenlik soruşturmasını geçemeyen arkadaşlarımız için 450 gün beklemek zorunda kalacaklar. Yaklaşık 1,5 yıllık gibi bir süre mesleklerini yapamayacaklar. Özellikle şehir hastaneleri söz konusu olduğunda bazı hastanelerin buraya devri konusunda Bakanlığa yetki veren düzenlemeler var. Uludağ Üniversitesi’nin Şehir Hastanesine devri söz konusu. Şehir hastaneleri devletin finanse etmekte çok ciddi sorunlar yaşayacak olduğu hastaneler, döner sermayelerini güçlendirmek için çok büyük çabalar sarfediliyor. Eğitim araştırma hastanelerinden tutun üniversite hastanelerine kadar şehir hastanelerine devri söz konusu. Bunun en olumsuz örneklerinden biri Adana’da yaşandı. Orada eğitim araştırma hastanesi şehir hastanesine devredildi. Bu hastaneler hastalıkları tedavi etmek için kurulmuş hastaneler, eğitim vermek üzere değil. Hiçbir toplantı salonu, eğitim salonu olmayan hastaneler. Bu yasa meslek odası olarak bizim de yetkilerimize kısıtlama getiriyor. Bir hastanede çalışan bir hekim, aynı zamanda başka bir hastanede çalışmak için bizim onayımızı almak zorundaydı. Bu yetkimizi kaldırıyor, bu da sağlık alanında inanılmaz bir denetimsizlik getiriyor. Bu hekimlerin çalışma özgürlüğü gibi gözükse de, bu denetimin olmaması, bizim bu alanda bir düzenleme yapamamamız, hekimlerin iş güvencelerini kaybetmeleri anlamına gelmekte. Bir hekim aynı zamanda Bursa’da Ankara’da, İstanbul’da çalışabilecek, bu oradaki hekimlerin çalışamaması demek. İstanbul’da çalışan bir uzman hekimin Bursa’da da çalışması Bursa’daki hekimin çalışamaması demek ve aynı zamanda hekimlerin ücretlerinin düşmesi demek. Değişik yerlerde değişik zamanlarda iş gören hekimler hastalarını takip edemeyecekler, insanlar kendi ameliyatlarını yapan hekimler tarafından izlenemeyecekler. Mesela bir hekim aynı zamanda Batman’da ve Muğla’da çalışabiliyor, bu nasıl bir şey? Çalıştığı alanda nasıl hizmet verebileceği? Hastalarla nasıl ilgileneceği soru işareti. Önemli olan insanların orada olmaları değil orada ne yaptıkları önemlidir. Önümüzde zor günler bizi bekliyorlar. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Sağlıktaki dönüşümün, tam anlamıyla piyasaya açılma söz konusu. Sağlıkta dönüşüm başladığı günden bu yana söylüyoruz. Aile hekimlerini kamu çalışanı olarak görüyorduk, artık onlar da işveren haline getirildi ve yanında çalışanların kıdem tazminatlarını bile kendileri ödeyecekler. Birinci basamak da dahil olmak üzere bütün sağlık hizmetlerinin özelleşeceği bir yola girmiş bulunmaktayız. İnsanların sağlığa ulaşmasında neler getirecek? Ki şiddet bunun önemli bir göstergesi. Bakanlık diyor ki sağlıkta memnuniyet 70’lerin üzerinde. Memnuniyetin bu kadar yüksek olduğu bir alanda şiddet oluyorsa yolunda gitmeyen bir şeyler var. Memnuniyet bu kadar yüksekse neden sürekli düzenlemeler yapmak gerekiyor, yasalar değişiyor? Kamu hastane birlikleri kapatıldı vs sağlık yapılanması bir türlü oturtulamadı, özelleştirme süreci devam ediyor. Teşkilatın kendi yapılanması da oturtulamadı ve sağlık çok kötü yönetiliyor. Bu anlamda her gün daha fazla, yoğun bakın yatağı bulunamadığı için aranıyoruz. Bursa Muhalif Gazetesinde yayınlanmıştır
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.