Yaz Düşün Araştır, Kitap Tamircisi Toprak, Mantarların İsyanı, Kitabın Yolculuğu, Müzede Bir Gün, Kapının Ardı, Çocuğum Haklarım Var, Yogayı Seviyorum, Eyvah Anne Oluyorum, Bir Kedi İstiyorum, İlk Sahne Tozu, Şehirde Çocuk Olmak, Umut’un Dünyası, Ne İşe Yarar Çocuk, Şekillerin Oyunu kitaplarının yazarı Ezgi Berk ile Türkiye’de çocuk edebiyatı ve çocuk kitapları üzerine konuştuk.
Türkiye’de ulaşılabilen çocuk kitaplarının çocuk edebiyatı eserleri ve çocuk edebiyatı olmayan, çocuğa bir şeyler öğretmek için yazılmış didaktik eserler olarak ikiye ayrıldığını belirten Ezgi Berk, “Çocuk edebiyatı olmayan kitaplar çocuğu henüz yetişkin olmadığı için eksik gören ve yetiştirilmesi gerektiğini düşünen kitaplar. Bu kitaplar genellikle çocuklara ‘parmak sallayan’, ‘üstten bakan’ eserlerdir. Örneğin, çocuklara diş fırçalaması gerektiğini, evden uzaklaşmaması gerektiğini öğütler. Çocuklar da okudukları zaman rahatlıkla anlıyor zaten bu kitapların eğitici olduğunu.” dedi.
Çocuğa bir şey öğretme çabasında olmayan, bir hikâye anlatan, mesaj veren veya bir bakış açısı sunan kitapların ancak edebi kitaplar olarak değerlendirebileceğini ifade eden Berk, sözlerine şöyle devam etti:
“Edebiyat lezzetini ön plana alan ve çocuğun da edebiyattan anlayacağını, iyi edebiyata çocuğun da ihtiyacının ve hakkının olduğunu bilen, çocuğu kendi eşiti gibi görerek yazılmış hikayeler olarak tanımlayabiliriz edebi kitapları.”
Kitap seçme konunda çocukların da yetişkinlerden farkının olmadığını belirten Berk, her çocuğun kitap zevkinin farklılık göstereceğini, bu zevkin ise bol bol kitap okuyarak oluştuğunu ifade etti.
Çocukların ihtiyaçlarına göre kitap seçebildiklerini belirten Berk, “4-5 yaşlarında bir çocuk düşünelim. Çocuk korku ile alakalı bir kitap aldı baktı ve okumak istemedi. Hayatının o döneminde korku onun için ağır basan bir duygu değilse çok ilgisini çekmeye bilir ve o kitap kitaplığında durmaya devam eder. Hayatında korku yaşadığı bir dönemde o kitabın bakış açısından destek alabilir.” dedi.
Çocuğun ilk seferde ilgisini çekmeyen, okumak istemediği kitabı kitaplıkta tutmaya devam etmenin önemli olduğunu vurgulayan Berk; ilerleyen zamanlarda, çocuğun o kitaba ihtiyaç duyduğu bir dönemde tekrar okumak isteyebileceğini söyledi.
Ebeveynlerin çocukları için seçeceği kitapları öncelikle kendilerinin okuması gerektiğine dikkat çeken Berk, “Çocuğumuzu en iyi biz tanıdığımız için kitabı okuduğumuzda çocuğum bunu beğenir ya da beğenmez diyebiliriz. Beğenmediğimiz kitapları çocuklarımıza okumamız lazım. Çünkü bizim beğenmediğimizi okurken çocuğumuz vücut dilimizden, duruşumuzdan, okuma tarımızdan anlayacağı için tehlikeli bir sinyal olacak.” uyarısında bulundu.
Türkiye’de iyi bir kitap yapmanın maliyetinin yüksek olduğunu ifade eden Berk, yayıncılık sektörünün döviz üzerinden ilerlemesinin bunda temel etken olduğuna dikkat çekti.
Çocuk kitaplarının resim ağırlıklı olmasının baskı maliyeti açısından ciddi bir bütçe oluşturduğunu ifade eden Berk, Türkiye’de çocuk kitaplarının ‘pahalı’ olmasının sebeplerini şu şekilde açıkladı:
“Özellikle küçük yaş grubu için olan kitaplarda, kitaplarının sağlam olması da önemli çünkü bu kitapları defalarca okutuyorlar. O nedenle yapıştırmak yerine iplik kullanılarak dikilmesi gerekiyor. Bu da maliyeti arttıran bir unsur. Çocuk kitaplarında yazara ve çizere ayrı ödeme yapılıyor. Eğer yurtdışından çevrilirdiyse telif ücretleri ve çeviri ücretleri maliyeti çok arttıran şeyler. 'Etiket fiyatı daha uygun olan kitaplar alırken yazara veya çevirmene daha mı az ödeme yapıldı? Kalitesiz kağıt mı kullanıldı?' diye sormak gerekiyor. Eğer bir çocuk kitabının etiket fiyatı diğerlerinden düşükse büyük ihtimalle kitabın etiket fiyatını düşürmek için bir şeylerden 'fedakarlık' yapılmıştır.”
Ezgi Bulut