Her yıl olduğu gibi bu yıl da 22 Mart Dünya Su Günü’nde Bursa’nın su sorunlarına dikkat çekilen basın açıklamasıyla Su Günü kutlandı. Bursa, Osmangazi, Nilüfer, Mudanya, Gemlik ve Karacabey Kent Konseyleri ile birlikte Bursa Kent Konseyi Çevre Meclisi ve DOĞADER’in öncülüğünde yapılan açıklama ile Marmara’nın kirletilmesinde önemli bir etkisi olan Gemlik Karsak Deresi’nin son durumu gözler önüne serildi.
Çevre Meclisi Başkanı Dr. Özge Sivrioğlu, temiz ve içilebilir suyun önemini vurgulamak, sürdürülebilir su yönetimine dikkat çekmek ve suyla ilgili sorunlara çözüm aramak adına 1993’ten bu yana Dünya Su Günü’nün kutlandığını belirterek, bu yılki temanın ‘buzulların korunması’ olduğunu ifade etti.
“Bursa’da su verimsiz kullanılıyor”
2 milyon 200 bin insanın güvenli suya erişemediğini söyleyen Sivrioğlu, “İklim krizinden doğrudan etkilenen ülkemiz, her geçen yıl mevsim normallerinin altında yağış almakta ortalama sıcaklıklarsa mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmektedir. BUSKİ’den aldığımız verilere göre 2024 yılı Nisan ayında %99,06 doluluk oranına sahip barajlarımız, 2025 Mart ayında %36,99 doluluk oranına sahiptir. Bu veriler de bize Bursa’da suyun verimsiz kullanıldığını açıkça göstermektedir.”
Karsak Deresi’nin Gemlik için önemli bir su kaynağı olduğunu belirten Sivrioğlu, bölgedeki demir-çelik, otomotiv, tekstil ve gıda gibi yan sanayi tesislerinden, tarım alanlarından ve yerleşim alanlarından gelen atık suların dereye deşarjının su kalitesini ve burada yaşayan tüm canlıları olumsuz etkilediğini söyledi. “Burada yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki dere ağırlıklı olarak organik kirleticiler ve ağır metaller açısından yüksek kirliliğe sahiptir ve bu kirliliğin ana kaynağının endüstriyel atık su deşarjları olduğunu düşündürmektedir. Nilüfer çayı gibi akarsu niteliğini kaybeden Karsak deresi Marmara Deniziyle birleşerek müsilaj problemine de katkı sağlamaktadır.” diyerek sözlerini sürdürdü.
Bölgesel ve yerel planlamaların yapılması gerektiğini, Karsak Deresi’ne yapılan deşarjlarda denetimin artırılmasını ve kapasiteye göre deşarj kısıtlamasının yapılması gerektiğini söyleyen Sivrioğlu, “Su hayattır ve temel bir insan hakkıdır! Dereler, göller, akarsular bir alıcı ortam değil binlerce canlı barındıran ekosistemlerdir. Her canlı yaşama hakkına sahiptir.” diyerek sözlerine son verdi.
Kaynak: Haber Merkezi