6 Şubat depremlerinin 11 ilde yarattığı tahribata dikkat çeken Bursa Su Kolektifi tarafından yapılan basın açıklamasında sanayi bölgelerinin kentlerin dışına taşınması gerektiği ifade edildi.
Bursa Su Kolektifi üyeleri Çevre Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaparak deprem sonrası tehlikeli maddeler barındıran işletme ve hastaneler, maden atık barajları yaşamı tehdit ediyor dedi.
Endüstriyel bölgelerden uzak yaşayanlar için (ki hava akımları nedeniyle bu uzaklık göreceli bir rahatlık sağlayacaktır) depremde başka tehlikeler söz konusu denilen açıklamada, “Enkazlarda ağır metaller, kurşun, civa, küf mantarları, radon gazı, asbest gibi tehlikeli maddeler bulunuyor denilen açıklamada, “Hastanelerde; Sınıf 6.2 Bulaşıcı Maddeler, Basınçlı Tüpler, Sınıf 7 Radyasyon Yayan Maddeler (Radyoloji bölümleri, Nükleer Tıp bölümleri), Diğer Tehlikeli Maddeler bulunabilir. Bu bölgeler için de depreme yönelik gerekli tedbirler alınmalı ve paylaşılmalıdır. Bursa gibi sanayi merkezi olan illerimizde; Demirtaş, Ataevler, Özlüce, Nilüfer, Gürsu, Barakfakih vb. sanayi bölgeleri yerleşim alanları ile iç içe geçmiştir ve genellikle zemini sağlam olmayan alanlardadır. TÜPRAŞ gibi uluslararası normlarda bir tesis bile depremde bu kadar hasar alabiliyorsa; sanayi bölgelerindeki fabrikaları, doğalgaz çevrim santrallerini düşünmek dahi istemiyoruz. Güvenmediğimiz evlerimizde yıkıntılar altında kalabileceğimizi düşünüyoruz. Ama bir ihtimal arama kurtarma ekiplerinin gelip bizi kurtaracağını, oysa AKSA örneğinde olduğu gibi zehirli gazların dağılması halinde o bölgeye arama kurtarma ekipleri giremeyecek; depremden kurtulan zehirlenerek can verecek” denildi.
Artık bu topraklarda yaşayan kadim topluluklardan ve yakın geçmişimizden ders alarak; gelişen teknolojiyi de kullanılarak, anlık kaç ton ve hangi sınıfta tehlikeli maddenin nerede olduğunu belirleyebilecek otomasyon sistemlerinin kurulması; KKDİK, U-ETDS gibi otomasyon sistemlerinin sıkı bir denetim mekanizması ile uygulamaya girmesini ve deprem anında acil eylem planları ve ekiplerinin oluşturulmasını talep ediyoruz vurgusu yapılan açıklamada, “Acilen sanayi bölgeleri ile yaşam alanları birbirinden uzaklaştırılmalı; sanayi tesisleri uygun alanlara devlet teşviki ile taşınmalı; sadece kar odaklı ve aşırı tüketime yönelik vahşi kapitalist üretim anlayışından vazgeçip, temel ihtiyaç planları yapılarak sanayi alanları küçültülmelidir ve kurulması planlanan yeni sanayi tesislerinden vazgeçilmelidir. Bu konu çok geniştir. Kısa, orta ve uzun vadede tüm bakanlıkların koordineli olarak tedbirler alması ve geliştirmesi gerekmektedir. Acilen yapılması gerekenlerle ilgili onlarca sorumuzu bakanlıklara yönelttik, cevaplarını bekliyoruz. Sanayi tesisleri ile iç içe yaşayan tüm halkımıza sesleniyoruz. Gelin birlik olalım, tehlikeli madde kullanan sanayi bölgelerini şehirlerimizin dışına çıkaralım” ifadeleri kullanıldı.
Haber Merkezi