Gazetecilikte Kadın Koalisyonu Araştırma Koordinatörü Ceren İskit, dünyada raporlayabildikleri 48 kadın gazetecinin 8 Mart’ı cezaevinde karşıladığını söyledi.
Dünyada 48 kadın gazetecinin 8 Mart’ı cezaevinde karşıladığını belirten Gazetecilikte Kadın Koalisyonu Araştırma Koordinatörü Ceren İskit, “Ataerkil sisteme, ayrımcılıklara, hak ihlallerine ve patriarkaya karşı omuz omuza verirsek, bizim sesimiz daha gür duyulur” dedi.
Tüm dünyada kadınlar, kadına yönelik eşitsizlik, hak ihlalleri, şiddet, taciz ve tecavüze karşı taleplerini haykırmak için 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne hazırlanıyor. Hayatın her alanında olduğu gibi sözü ve emeğiyle mücadele eden kadın gazeteciler de erkek-devlet şiddetinden nasibini alarak, baskı, taciz ve hak ihlallerine maruz kalıyor. Türkiye ve dünyada kadın gazetecilere yönelik hak ihlallerini raporlaştıran ve kadın gazetecilerin çalışmalarını data haline getiren Gazetecilikte Kadın Koalisyonunun Araştırma Koordinatörü Ceren İskit, Mezopotamya Ajansından (MA) Berivan Altan’a kadın gazetecilerin yaşadıkları sorunları anlattı.
Koalisyonun kurucusunun Pakistanlı Gazeteci Kiran Nazish olduğunu belirten İskit, Nazish’in yaşadığı tehdit ve ayrımcılıktan yola çıkarak, diğer kadın gazetecilerin de benzer sorunlar yaşadığı üzerinden bir dayanışma ağı kurma ve onların seslerini duyurmayı hedeflediğini söyledi. Kadın gazetecilerin çalışmaları hakkında da bir data oluşturmayı hedeflediklerini dile getiren İskit, dünyada artan hak ihlalleri nedeniyle öncelikli çalışmalarının da bu alanda yoğunlaştığını ifade etti.
İskit, kadın gazetecilerin sahada ve basın kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle daha fazla baskı altında olduğuna dikkat çekerek, bu baskıların en çok olduğu ülkeleri şöyle sıraladı:
“En çok hak ihlalinin olduğu ülkeler arasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye dışında Amerika, Rusya, Hindistan, Pakistan, Belarus, İran sıralayacağım ülkeler arasında. Dünyada 48 kadın gazeteci şu an da tutuklu. İran’da 10, Türkiye’de 7 gazetecinin tutuklu olduğunu kaydedebildik. 40’a yakın gazeteci de sosyal medya paylaşımları, haberleri, ortaya çıkardıkları yolsuzluk haberleri nedeniyle yargılanıyor.”
Türkiye’de gazetecilerin en fazla yargı kıskacıyla karşı karşıya kaldığına değinen İskit, Türkiye’de çoğu gazetecinin ‘terör örgütü üyeliği’, ‘terör örgütü propagandası’, ‘Halkı kin ve düşmanlığa sevk etme’ gibi iddialarla yargılandığına dikkat çekerek “Bunun dışında yolsuzluk haberleri yapan gazetecilerle ilgili holdinglerin açtığı davalar var. O holdinglerin açtıkları davalarda manevi tazminatlar talep ediliyor. Türkiye’de sahada çalışan gazeteciler ciddi sorunlarla karşı karşıya. Herhangi bir protestoyu takip eden gazeteciler genelde gözaltına alınıyorlar” dedi.
İskit, tutuklu kadın gazetecilerin yaşadığı hak ihlallerine ilişkin ise şunları söyledi:
“Cezaevlerinde bulunan kadın gazetecilerin koşulları pandemiden sonra kontrolden çıktı. Bunun son örneğini Van’da helikopterden atılma olayını ortaya çıkardıkları için tutuklanan Jinnews Muhabiri Şehriban Abi ve Serbest Gazeteci Nazan Sala’dan verebilirim. Pandemi gerekçesiyle 14 gün cezaevinde erkek koğuşunda karantinada tutuldular. Sonrasında koğuşa alındıklarında, üzerlerine örtebilecek bir battaniye sağlanmadı. Ruken Demir’in tutuklandığı süreçte cezaevinde yemeğinden böcek çıktığı raporlandı. Cezaevlerinde tutuklulara mektupları dahi verilmiyor. Bu hak ihlallerini belgeleme, yanı sıra gündem oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
İktidarın baskılarının yanı sıra kadın gazetecilerin meslektaşları ve çalıştıkları kurumlarda da hak ihlaline uğradıklarını ifade eden İskit yaşanan örnekleri şöyle sıraladı:
“Bir habere gittiğinde, erkek meslektaşları fiziki ayrımı davranışlarıyla gösteriyorlar. Ön sıralarda yer alıyorlar, kamera kurmasına dahi izin vermiyorlar. Bir basın açıklamasında kadın gazeteci soru sormak istiyor, erkek gazetecilere öncelik tanındığı için soru soramadan dönmek zorunda kalıyor. Kurumda özel haber yapmak istiyor, güvenlik sebebiyle ya da seçilen semte göre kadın gazetecinin beyanı alınmadan o haber başka bir erkek meslektaşına verilebiliyor. Ya da bir erkek konuğu tarafından tacize uğruyor. Kurum içi çalışma saatleri, eşitsiz maaş koşulları hatta kadının medeni hali bile bir sorun olarak karşısına çıkıyor. Kadın kimliğiyle de kadın gazeteciler vuruluyor. Evli ve çocukluysan, seni sadece kültür sanat haberlerine gönderiyorlar. Kadın gazeteci çocuk sahibi ya da hamile olduğu için işten kovuluyor”
İskit, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin de gazetecilik mesleğini yürüten kadınlara şu mesajı verdi: “Öncelikle içinde bulunduğumuz zorlu koşullarda, kadın gazetecilerin 8 Mart Dünya Kadın Günü kutlu olsun. Ben inanıyorum ki birlikte çok daha güçlüyüz. Ataerkil sisteme, ayrımcılıklara, hak ihlallerine ve patriarkaya karşı omuz omuza verirsek, bizim sesimiz çok daha gür duyulur. Umutlarını yeşertmeye devam etsinler, aydınlık günler yakın. Koalisyon olarak tüm kadın gazetecilerin yanındayız.”
IWMF ve basın özgürlüğüyle ilgili birçok örgütle beraber çevrim içi taciz ve karalama kampanyalarına karşı yeni bir çalışma yürüttüklerini dile getiren İskit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü söz konusu tehditler çok ciddi hale gelmeye başladı. Siyasi liderler veya iktidarda bulunanlar kendilerine muhalif özellikle kadın gazetecileri sosyal medya üzerinden hedef gösteriyor. Kadın gazeteciler tırnak içerisinde ‘trol’ dediğimiz kullanıcılardan birçok ölüm tehdidi alıyor. Öyle ki artık adreslerine varacak kadar deşifre ediliyorlar. Son olarak 2019 yılından bu yana Kuzey İrlanda’da çete yapılanmalarını ortaya çıkaran kadın gazeteci Patricia Devlin online saldırılarına maruz kalıyor, ölüm tehditleri alıyor. Yeni doğmuş bebeğine tecavüz tehdidi dahi yapılıyor. Son olarak bir ay önce ismi duvara yazılarak, yanına kurşun resmi çizildi. İmza kampanyası başlattık. Polise başvursa da önlem alınmış değil. Gazetecilerin eli kolu bağlanmak isteniyor. Bunların hepsi sindirme politikalarının sonucudur. Gazetecilik suç değil. Gerçeği yazan hiç kimse yargılanamaz.”
7 ülkede mentorlük temsilcilikleri bulunduğu bilgisini paylaşan İskit, Amerika, Kosova, Almanya, Türkiye, Meksika, Irak ve Hindistan’da da ağları olduğunu aktardı. Yakın zamanda Kanada, El Salvador, İran, Nijerya ve Afganistan’da daha küçük ağlar oluşturduklarını ifade eden İskit, yaptıkları çalışmalara dair şunları söyledi: “Öncelikli olarak kadın gazetecilerin hak savunuculuğunu üstleniyoruz. Kadın gazetecilerin başına gelen şiddet, taciz, saldırı vakalarını belgelemeye çalışıyoruz. Sonrasında bunların basın bildirilerini oluşturuyoruz ve medya kuruluşlarıyla paylaşıyoruz. Toplumsal farkındalık yaparak, kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 94 ülkeye ulaştık.”
BursaMuhalif.com/ Haber Merkezi