Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, Türkiye'de hukuk devleti ilkelerinin ağır bir şekilde aşındığını belirterek, "Hiçbir haksızlığa boyun eğmeyeceğiz, cübbelerimizi kimsenin önünde iliklemeyeceğiz" dedi.
Öztosun, açıklamasında, avukatların sadece bireylerin değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve demokratik düzenin de savunucuları olduğunu vurguladı.
"Yargı bağımsızlığının zedelendiği, savunma makamının baskı altına alındığı bir ortamda; hukukun üstünlüğünü ve mesleki örgütlerin bağımsızlığını koruma sorumluluğumuz var" diyen Öztosun, İstanbul Barosu yönetimine yönelik hukuksuz görevden alma girişiminin tüm baroların kurumsal özerkliğine ve savunma bağımsızlığına ağır bir müdahale olduğunu söyledi.
Öztosun, yargının siyasallaştığına işaret ederek, "Hukuk devletiyle bağdaşmayan uygulamalarla, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi anayasal haklar ihlal ediliyor. Yargı kararları yurttaşların hukuka güvenini derinden sarsıyor" ifadelerini kullandı.
Devletin bütün erklerinin yürütme organında toplandığı bir yapının inşa edildiğini söyleyen Öztosun, "Yargı, yürütmenin etkisi altına girmiş durumda. TBMM işlevsiz hale getirildi. Muhalif siyasetçiler, gazeteciler, avukatlar, öğrenciler ve sanatçılar baskı altına alınarak susturulmaya çalışılıyor" dedi.
Öztosun, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarının arttığını belirtti. Tarikatlara verilen desteğin kadın haklarını tehdit ettiğini söyledi. Aynı zamanda çevre ve doğa talanının yaygınlaştığına, hayvan katliamlarının önünün açıldığına dikkat çekti.
Demokratik kitle örgütlerinin ve baroların iktidar eliyle kriminalize edildiğini dile getiren Öztosun, İstanbul Barosu’na açılan davanın bu sürecin parçası olduğunu belirterek, "Demokratik hukuk devletinin temelleri sarsılıyor" dedi.
Öztosun, "Yürütmenin hoşuna gitmeyen her şey suç sayılıyor. AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı bir dönemde, hukuk devleti tümüyle işlevsiz hale gelmiştir" dedi. Baro üyesi Av. Ahmet Keskin'in anayasal hakkını kullandığı için tutuklandığını hatırlatan Öztosun, "Bu tutuklamalar, anayasa ve hukukun fiilen yok sayıldığını gözler önüne seriyor" diye konuştu.
Avukatların yalnızca baskılarla değil, aynı zamanda ağırlaşan ekonomik koşullarla da mücadele ettiğini belirten Öztosun, özellikle genç avukatların açılan çok sayıda hukuk fakültesi nedeniyle işsiz kaldığını söyledi. CMK kapsamında verilen ücretlerin asgari tarifelerin çok altında olduğunu vurgulayan Öztosun, adliyelerde ve kamu kurumlarında avukatların dışlandığını, savunmanın etkisizleştirilmeye çalışıldığını ifade etti.
Adaletin, bir toplumu ayakta tutan en önemli kavram olduğunu söyleyen Öztosun, "Adalet, siyasi rakipleri cezalandırmak, toplumu susturmak, yasaları muhaliflere karşı bükmek demek değildir. Adaletin olmadığı yerde huzur, kalkınma ve güven de olmaz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Haber Merkezi