Tüm Öğretmenler Sendikası Bursa İl Temsilciliği, İsrail'in Filistin halkına karşı saldırılarını kınadı. Fomara Meydanı'nda yapılan basın açıklamasında "İsrail siyonizmine ve gericiliğine karşı Filistin halkının yanındayız" mesajı verildi.
Açıklamayı Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN) adına Bursa İl Temsilcisi Serkan Bebek yaptı.
"Emperyalistler ve Siyonist İsrail işbirlikçileri Hamas’ın saldırılarını gerekçe göstererek Filistin halkını dünyadan tecrid edip İsrail’in saldırılarına meşruiyet kazandırmaya çalışıyor." diyen Serkan bebek, Hamas’ın sivillere yönelik saldırılarını da kabul etmediklerini ancak Filistin halkının intifadan gelen direnişi ve mücadelesinin haklı ve meşru olduğunu belirtti.
Bebek Şöyle konuştu:
"Filistin halkının mücadele birikimini temsil eden güç Hamas değildir. Hamas’ın sivillere yönelik saldırısı da onaylanamaz. Filistinlilerin mülklerini gasbetmeye, yerlerine yerleşmeye devam eden İsrail karşısında haklı ve meşru bir savunma yapan bir halka dünyanın gözü önünde adeta bir soykırım uygulanıyor.. Filistin topraklarının parça parça işgal edilmesi, Filistin halkının yerlerinden yurtlarından edilmesi kabul edilemez."
Gazze'ye yönelik ambargoların altını çizen Bebek, İsrail'in hastane saldırısını da savaş suçu olarak nitelendirdi ve şöyle devam etti:
"İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi’nde bulunan Baptist Hastanesi’ni (Al Ahli Arab Hastanesi) vurdu. Saldırıda yüzlerce can kaybı var.Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsünün yaptığı açıklamada, İsrail tarafından Baptist Hastanesi'ne düzenlenen hava saldırısında en az 500 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Bu aynı zamanda bir savaş suçudur.. İnsanlığını yitirmiş siyonist anlayışın bir hastaneyi vuracak kadar pervasız olmasını cesaretlendiren Emperyalizmin iki yüzlülüğüdür..Filistin halkının yaşadığı zulüm yeni değildir.Genç, yaşlı, kadın, çocuk Filistinliler sapanla, taşla İsrail siyonizminin katliamına karşı hep direndiler."
TÖB-SEN Bursa İl Temsilciliği'nin açıklaması şöyle sürdü:
"İsrail'in arkasına Emperyalistleri alarak Filistin halkına yönelik on yıllarca yaptıkları sistematik yok etme politikalarına karşı Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesini terörize eden Emperyalizm, Hamas saldırılarında şiddet karşıtı mesajlar gönderen ve İsrail ile dayanışma açıklamaları yaparken. Gazze’ye bomba yağdıran,ölüm kusan,hastane bombalayan İsrail’e bir sözleri olmamıştır. Bu durum şiddeti bir tarafa reva görmek diğer tarafa söz söylememe iki yüzlülüğünün net göstergesidir. Bölgede yıllardır yaşanan Siyonist İsrail şiddetini görmeyen Emperyalistler taraflarının İsrail'den yana olduğunu göstermiştir. Filistin halkı yıllardır zorla yerlerinden edildi. İsrail tarafından ağır şiddete uğradı, hava, saldırıları dahil en ağır katliamlara maruz kaldı. Toprakları İsrail ordusu ve İsrailli yerleşimciler tarafından işgal edilen Filistinlilerin yıllardır maruz kaldığı sistematik baskı,zulüm ve katliam on yıllardır devam ediyor. Direnen Filistinliler terörist ilan edildi. Filistin davası Filistin halkının haklarının teslim edilmesi, uluslararası alanda bağımsız Filistin Devletinin kabul edilmedi ve eşit yurttaşlık temelinde bir kabul ile sonuçlanması durumunda barış ile bitmiş olacaktır.
İşte size burjuva demokrasisinden haber başlıkları Hastaneler Hamas üssüymüş, ekmek fırınında Gazzelilere silah dağıtılıyormuş, Filistinliler çocukları öldürüyormuş. Emperyalizm hakkında temel bir bilginin altını çizelim; yalandan beslenmeyen tek sözleri yoktur, halklara katliam anlamına gelmeyecek tek bir tartışmaları yoktur. Yalanlarla başlattıkları Irak işgalinde milyonlarca insanın tecavüzcüsü değillermiş gibi, Vietnam’da insanları diri diri yakmamışlar gibi, Ezidi kadınları köle pazarlarında satanları palazlandırmamışlar gibi, hastaneyi vuran MK-84’leri geçen hafta kargo uçağıyla İsrail’e taşımamışlar gibi, dünyanın her bir köşesini savaş alanına çevirmemişler gibi şimdi bu efendilere inanmamızı istiyorlar.
“Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 7 Ekim’den bu yana dünkü saldırıya kadar 41 sağlık kuruluşuna ilişkin ‘doğrulanmış İsrail bombardımanı’ gerçekleşti” diyor bir muhabir. Biz şimdi not ediyoruz; “ama”yla başlayan tüm ikircikli tutumlar Filistin Direnişi’nin katliamla bastırılmasını savunanların yoluna çıkacaktır. Halkların yolu ortaktır, NATO-ABD-İsrail bölgemizden silinmelidir.
Biz şimdi not ediyoruz; “ama”yla başlayan tüm ikircikli tutumlar Filistin Direnişi’nin katliamla bastırılmasını savunanların yoluna çıkacaktır. Halkların yolu ortaktır, NATO-ABD-İsrail bölgemizden silinmelidir. Başta ABD emperyalizmi olmak üzere, İsrail'i destekleyen tüm emperyalist devletler, Ortadoğu’daki işbirlikçileri yaşanan bu katliamdan sorumlu oldukları unutulmamalı. Her İsrail saldırısı sonrasında uluslararası alanda yapılan açıklamalar caydırıcı olmuyor. Filistin halkının yanında olduğunu iddia eden devletlerin yaptıkları tek şey yumuşak biçimde saldırıları kınamak oluyor. Çünkü hepsi de gırtlaklarına kadar başta ABD olmak üzere emperyalist devletlere bağımlılar. Bu bağımlılık ilişkisinden dolayı yapmış oldukları açıklamalar iki yüzlü açıklamalardır. Türkiye’de ise iktidar sözlü olarak İsrail'i kınarken askeri ve ticari konulara hiç girmiyor. İsrail Filistin halkının üzerine bombaları yağdırırken, ağır silahları kullanırken, toprakları işgal ederken Türkiye ile askeri ve ticari alandaki faaliyetleri ise sürüyor . TC bir NATO üyesi ülkedir, İsrail’i tanıyan ilk bölge ülkesidir, İsrailli pilotlar Konya’da eğitilmektedir, İsrail’in savaş bütçesine katkı olarak ticari ilişkiler devam etmektedir. Filistin Direnişi’nden, Filistin halkının özgürlük mücadelesinden yana olan herkesin şimdi bu siyonizmin işbirlikçilerinden de hesap sormasının zamanıdır. Hamasetin sonu gelmelidir, Filistin halkıyladayanışma için İsrail’le askeri, ticari, diplomatik, akademik tüm ilişkiler kesilmelidir!
AKP iktidarının yaptığı gibi İsrail siyonizminin soykırım’a varacak kadar saldırıları karşısında tarafsızlık ya da ‘arabuluculuk’ tutumu alınamaz.Ayrıca bölge halkları kendilerine dayatılan gericiliği ve emperyalistler tarafından çizilen bu kadere mahkum değildir.AKP iktidar’ı Filistin halkının ulusal,siyasal eşitlik mücadelesi ve devlet olma hakkı talebini net biçimde desteklenmeli ve Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir ‘çözüm’ kabul edilmemelidir. İsrail’in işgali ve savaş son bulmalı, Filistin halkının talepleri kabul edilmelidir. Iktidar’ın daha somut adımları atması yönünde çağrıda bulunuyoruz. ABD emperyalizmi Filistin de dahil bölgede sol, sosyalist devrimci örgütlere karşı İslamcı yapıların geliştirilmesini, güçlendirilmesini esas aldı. El Feth’e ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) karşı İslamcı örgütlerin gelişmesinin önünü açtı. Bu tür örgütlenmeleri besledi. Çünkü laik ve devrimci – demokrat örgütlenmeler, Filistin halkının meşruiyetini ve direnişinin meşrutiyetini uluslararası kamuoyuna taşıma kapasitesi yüksek olan hareketlerdi. Hamas türü çizgilerin gelişmesinde İsrail devletinin muradı, meseleyi bir tür Yahudi – Müslüman çatışmasına sokmaktı. O yüzden Hamas’tan beslendi, Hamas’ı besledi. Çünkü bu meseleyi bir Yahudi – Müslüman çatışmasına, dinler savaşına, inançlar savaşına taşınması aslın İsrail siyonist devletinin işine gelen de bir politikaydı.İsrail terörünü bahane edip ülkemizde alana inen bir kesim gruplar ise şeriat çağrıları ile laiklik karşıtı sloganlar atması Filistin’e sahip çıkan İslamcılar meseleyi bir inanç meselesi, “İnancımızın gereği olarak Filistin’i sahipleniyoruz” duygusuyla veriyorlar ve hilafet sloganları atılıyor. Irak işgal edildiğinde o işgale de karşı çıktık,Saddam’cı değildik. Afganistan işgal edildiğinde Afganistan’a da karşı çıktık, Talibancı değildik. Filistin halkının tarihsel direnişini sahipleniyoruz. Hamas’ı sahiplenmiyoruz. O çizginin ayırt edilmesi gerekiyor . Biz Filistin’in demokratik, özgür, laik geleceğini savunuyoruz. Fakat oradaki şiddetin bu noktaya gelmesinin esas sorumlusunun da İsrail siyonist devleti olduğunu vurgulamaktan aslında vazgeçmiyoruz.İktidarın;İsrail ile yapıln tüm anlaşmalar iptal edilmeli ve Filistin halkına daha somut destek verilmelidir.
İsrail’in işgal ettiği bütün topraklardan çekilip iki devletli adil bir çözümün sağlanması için uluslararası baskı uygulanmalıdır.Başta Türkiye olmak üzere,tüm Ortadoğu ülkelerine sesleniyoruz. İsrail ile ilişkileri sonlandırmalı, İsrail uluslararası alan da mutlaka tecrit edilmeli, yalnızlaştırılmalıdır. İsrail işgal ettiği tüm Filistin topraklarından çekilmeli, saldırılarına ve katliamlarına son vermelidir. TÖBSEN olarak Mazlum Filistin halkının yanındayız ve acılarını paylaşıyoruz."
Haber Merkezi