Geçmiş yıllarda Bursa tarımının önemli bir parçası olarak öne çıkan; bitkisel üretimdeki yeri ve coğrafi işaretli niteliğiyle kentin tarımsal kimliğini oluşturan kestanenin yıllık üretim miktarı son 20 yılda yüzde 83 azalarak 20 bin ton seviyesinden 3 bin 400 seviyesine kadar düştü. Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Fevzi Çakmak, üretim miktarındaki söz konusu düşüşün nedenlerini, kamu kurumlarının aldığı önlemleri ve Bursa iç pazarında satılan ürünlerin menşeini açıkladı.
Bursa’da kestane üretiminin son 20 yılda 20 bin tonlardan 3 bin 400 tonlara kadar düştüğünü söyleyen Fevzi Çakmak, “Bursa, bugünkü üretim miktarı ile 76 bin ton olan Türkiye toplam üretimi içerisinde yüzde 4,5’luk bir paya sahip. Geçmiş yıllarda ise bu pay yüzde 30 seviyelerindeydi” dedi.
Başta Uludağ olmak üzere kentin belirli bölgelerinde doğal bitki olarak yetişen ve belirli bölgelerinde de insan eliyle yetiştirilen kestanenin, dal kanseri, kök çürüklüğü ve gal arısı gibi hastalık ve zararlı etmenler nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Çakmak, günümüzde Bursa’da kestane üretiminin yüzde 70’inin İnegöl ilçesinin Uludağ taraflarında yapıldığını söyledi.
Fevzi Çakmak, Uludağ’da bulunan kestane ağaçlarının toplu ormanlık alan içerisinde bulunduğunu da vurgulayarak, kestane üretimini koruma amacıyla kamu kurumları tarafından yapılan çalışmaları ise şöyle açıkladı:
“Kestane ağaçlarının büyük bir bölümü Uludağ’daki ormanlık alan içerisinde, toplu bir üretim deseni içerisinde değil ve tabiatta var olan ürünler bunlar. Dolayısıyla ormanlık bölgelerdeki ağaçları ıslah edip, kesip aşılamak, böcekleri salarak gal arılarını yok etmek çok kolay bir süreç değil. Bu bölgeler devlet arazisi ve şimdi imkanlar ölçüsünde peyderpey yapılmaya çalışılıyor.
Bursa kestanesinin eskiden olduğu gibi kaliteli hale getirilmesi ve üretiminin arttırılması için, Tarım ve Orman Bakanlığı, Uludağ Üniversitesi ve araştırma kuruluşları tarafından, hastalık ve zararlıya dayanıklı çeşitlerin mevcut kestane ağaçlarının yerine ikame edilmesi ya da mevcut ağaçların bu dayanıklı çeşitlerle aşılanması gibi çalışmalar yapılıyor, gal arısı için kestanelik alanlarına avcı böcekler salınarak mücadele edilmeye çalışılıyor.”
“Bu gelişmeleri Bursa’da kestane üretiminin bitişi olarak yorumlayabilir miyiz?” sorusuna ise Çakmak şöyle yanıt verdi:
“Aşılar, böcek salınımı, dirençli türler ile yeniden üretim artırılmaya çalışılıyor. Bir dönem Bursa'nın kestane üretimi bin 500 tonlara kadar düşmüştü, şu an alınan önlemler sayesinde tekrar yükselmeye başladı.”
Bursa’daki kestane üretiminin düşüşüne yönelik temel nedenlerden biri olarak gösterilen ‘gal arısı’ sorununa ayrıca değinen Çakmak, yurtdışından Türkiye’ye getirilen bitkisel ürünler aracılığıyla gal arısının yayıldığı yönündeki iddiaları anlattı:
“Gal arısının Türkiye’ye gelmesi ve yayılması konusunda da özellikle yurtdışından ithal edilen tarım ürünlerine yönelik iddialar var. Yani ithal ürünlerin üzerindeki hastalıklı veya zararlı canlılar konukçu olarak buradaki başka bitkilere ulaşıyor ve bu ürünleri yok etmeye başlıyor. Yurtdışından gelen ürünlerin de Zirai Karantina Müdürlükleri tarafından testlerinin yapılıp öyle içeri alınması gerekiyor, ki bu da yapılıyor ama yine de numune testlerinde ortaya çıkmayan ve bir şekilde içeriye giren hastalık ve zararlı etmenler de oluyor illa ki.”
Gal arısı, kestane için en tahripkar ve tehlikeli zararlı olarak belirtiliyor. Ana vatanının Çin olduğu ve Türkiye’de ilk olarak Yalova’da görüldüğü bildiriliyor. Zararlı, kestanenin sürgün ve yapraklarında ur oluşturarak, bitkinin büyümesine ve meyve tutmasına engel oluyor.
Ürün kalitesinin düşmesi ve ürünün, talebi karşılayamaması nedeniyle Bursa’da kestane şekeri üreticilerinin de son yıllarda Türkiye’nin önemli üretim bölgeleri haline gelen yerlerden ham madde ihtiyacını karşıladığını aktaran Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Fevzi Çakmak; İzmir Ödemiş, Kütahya Simav ve Aydın’dan kestane alındığını kaydetti.
Ayrıca iç piyasada, pazarlarda ve marketlerde ise Çin’den ithal edilen ve Bursa kestanesine göre boyut olarak daha iri olan kestane türlerinin satışa sunulduğunu belirten Çakmak, kentte yaşayan insanların oldukça düşük oranda Bursa kestanesi tükettiğini ifade etti.
Fadime Nisa Sayar