CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan e-Nabız sistemine ilişkin 21 Ekim 2024 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunduğu ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’ndan yazılı yanıt beklentisiyle yönelttiği soru önergesi yanıtsız kaldı.
E-Nabız ve güvenlik endişeleriKamuoyuna yansıyan iddialara göre, e-Nabız uygulamasının Katar’a yüksek bir bedelle satıldığı öne sürülmüştü. Ayrıca uygulamanın yazılım ve bakım süreçlerini üstlenen iki teknoloji firması arasında da fikri mülkiyet hakları tartışması nedeniyle açılmış bir dava bulunuyor. Bu durum, verilerin olası ticari kullanımını ve kişisel verilerin güvenliğini tartışmalı hale getiriyor. Oysa e-Nabız, “Türkiye’nin güvenilir kişisel sağlık kaydı sistemi” olarak tanıtılıyor ve uygulamada veri sorumlusu konumundaki Sağlık Bakanlığının kişisel sağlık verilerini korumakla yükümlü olduğu biliniyor.
Bakanlık halkın endişelerini dikkate almıyorCHP Bursa Milletvekili Pala, Bakanlığın bu konudaki sessizliğine tepki göstererek, “Milyonlarca yurttaşın kişisel sağlık verileri, iddialara göre ticari anlaşmalar ve bürokratik çıkar çatışmalarıyla gündemde. Bakanlık, şeffaf olmak yerine susarak halkın endişelerini ve kuşkularını artırıyor. Sağlık Bakanlığının böylesi hassas bir konuda yurttaşlara hesap verme zorunluluğu var.” ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun pandemi döneminde sağlık sisteminden veri sızıntısı gerçekleştiğini açıklamasını da hatırlatan Pala, “Sağlık Bakanlığı sisteminden kişisel verilerin çalındığını yakın zamanda bizzat Ulaştırma ve Altyapı Bakanı beyan etmişti. Bu beyan ortadayken e-Nabız uygulamasıyla ilgili endişelerin dikkate alınmaması yetkililerin niyetini maalesef tartışmalı hale getiriyor.” şeklinde konuştu.
Bakan yardımcıları davalık olduSağlık Bakanlığını ilgilendiren önerge, e-Nabız sistemine dair ortaya atılan Katar’a satış iddiasından iki şirket arasındaki fikri mülkiyet kavgasına kadar birçok başlığı içeriyor. CHP’li Pala, e-Nabız sisteminin herhangi bir üçüncü ülkeye satılmasının ne anlama geldiğini, bu satış veya anlaşmazlıklar sonucunda vatandaşların kişisel verilerinin ticari bir meta haline gelip gelmeyeceğini, uygulamanın 2017’de yeniden yazıldığı iddiasının hangi teknik ve hukuki gerekçelere dayandığını sorguluyor. Ayrıca, söz konusu davada Bakan Yardımcılarının ve üst düzey bürokratların isimlerinin geçiyor olması, çıkar çatışması veya menfaat ilişkisinin olup olmadığı endişesini doğuruyor.
Önergede gündeme gelen sorularPala’nın soru önergesinde öncelikle “e-Nabız’ın Katar’a satıldığı iddialarının doğruluğu” sorgulanıyor. Ardından uygulamanın fikri mülkiyet hakları meselesinin, milyonlarca yurttaşın sağlık verilerini kapsayan e-Nabız’da nasıl bir risk oluşturduğu irdeleniyor. Meclis gündemine getirilen diğer sorular, sistemin hangi teknoloji şirketleri tarafından geliştirildiğini, 2017’de baştan yazıldığı iddiasının kapsam ve amaçlarını, bu süreçte ortaya çıkan veri paylaşımına dair endişeleri içeriyor. Önerge, Sağlık Bakanlığında görev yapan iki Bakan Yardımcısı ve davaya taraf olan iki teknoloji şirketi arasında olası bir çıkar çatışması veya ortaklık bulunup bulunmadığı sorusunu da gündeme taşıyor. Kişisel verilerin gizliliğini sağlamakla yükümlü olan Bakanlığın, bu konudaki tutumunu açıklamaması yalnızca TBMM’nin değil, kamuoyunun da cevap beklediği soruların örtbas edildiği anlamına geliyor.
Kişisel verilerin korunması aynı zamanda bir ulusal güvenlik meselesie-Nabız sisteminin, kişisel sağlık verilerini merkezileştirip vatandaşa dijital ortamda kolay erişim sağlayan önemli bir platform olduğu biliniyor. Ancak yüksek hassasiyet derecesindeki bu verilere başka kurumlar veya ülkeler tarafından erişilmesi olasılığı, kamuoyunda ciddi endişeler yaratıyor. Önergede dile getirilen soru işaretleri, vatandaşlara ait verilerin hukuka aykırı şekilde paylaşılması ya da fikri mülkiyet anlaşmazlıkları üzerinden zafiyet oluşması olasılığını artırıyor. Pala, konunun önemine vurgu yaparak, “Sağlık sistemiyle ilgili böylesine kritik bir konuda kamuoyuna bilgi vermekten kaçınılması nedeniyle fikri mülkiyet çatışmaları, büyük ölçekli bürokratik menfaat iddiaları ve olası veri satışı gibi konulardaki karanlık derinleşmiştir. Bu yalnızca yurttaş güvenliği değil, aynı zamanda bir ulusal güvenlik sorunudur.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kayıhan Pala, soru önergesindeki konularla ilgili Sağlık Bakanlığından resmi bir açıklama beklediklerini belirtiyor. Vatandaşların kişisel sağlık bilgileri üzerindeki hak ve güvenlik kaygılarının, yasama organına yöneltilen bu soruların cevaplanmaması nedeniyle daha da derinleştiğini hatırlatarak, süreci takip etmeyi sürdüreceğini ifade ediyor.