Erdoğan’ın imzasıyla Albayrak Grubu’nun İznik Gölü’nün kıyısına kağıt fabrikası kurması için verilen izne karşı bugün yaşam savunucuları İznik Gölü’ne sahip çıkmak için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Bursa İznik Gölü, geçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla, Albayrak Grubu’na ait Varaka Kağıt Fabrikası için İznik Gölü’ne 350 metre mesafede 2550 metrekarelik alan özel endüstri bölgesi ilan edildi. Yayımlanan karara karşı bugün DOĞADER ve Bursa Kent Konseyi’nin çağrısıyla düzenlenen eyleme Nilüfer Kent Konseyi, Bursa Barosu, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Kayın Ormanı Derneği, CHP Orhangazi İlçe Başkanlığı, Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk, Orhan Sarıbal, Kayıhan Pala ve Selçuk Türkoğlu da katılım gösterdi.
"Gölü besleyen kaynaklar kurutuluyor"İznik Gölü Koruma Bölgesi’nin yıllar içinde sanayi bölgesi olduğunu, onlarca tesisin ya gölden su çektiğini ya da gölü besleyen su kaynaklarını sömürdüğünü söyleyen DOĞADER Başkanı Murat Demir, “Biz DOĞADER ve paydaşlarımız olarak yıllardır İznik Gölü'nü kurumaması için, gelecek nesillere sağlıklı, temiz bir şekilde devretmesi için mücadele ediyoruz. Kime karşı mücadele ediyoruz? Bu ülkenin taşını, toprağını, suyunu, havasını, doğasını talan edenlere karşı mücadele ediyoruz." dedi. İznik Gölü'nün koruma altında bir göl olduğunu belirten Demir, "Koruma bölgesi artık sanayi bölgesi haline gelmiştir. Az ileride Cargill fabrikası var. Cargill Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti. Kazandığımız davalar, elde ettiğimiz hakları hiçe saydılar. Bugün de burada yine bir özel endüstri bölgesi ilan edilerek, bir aileye imtiyazlı bir karar çıkartarak İznik Gölü’nü talan ettirmek istiyorlar. 20 yıldır diyoruz, İznik Gölü artık sanayi baskısını, etrafındaki yapılaşmayı kaldırmıyor. Az ileride, Gemlik'te Gemlik Gübre, DSİ’nin teminatı olmamasına rağmen yılda 10 milyon ton su çekiyor. Etrafındaki sanayiler İznik Gölü’nü kurutuyor, gölü besleyen su kaynaklarını sömürüyor.” şeklinde konuştu.
CHP Orhangazi İlçe Başkanı Berna İl, “Bu sefer karşımızda Varaka Kağıt var. Varaka Kağıt kimin şirketi biliyor musunuz; Albayrakların. Hani meşhur bir 5 arkadaş var, nasipli doğmuş 5 arkadaş. Vergi vermezler, engel tanımazlar, bizi sevmezler. İşte o 5 kafadardan birinin firması bu. Hani bir ekonomi bakanımız vardı doları zirveye taşıyan, damad-ı meşhur bildiniz mi Berat Albayrak'ı? İşte onun aile firması.” diyerek kağıt fabrikasının sahiplerini işaret etti.
“Varaka Kağıt, bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hükümeti arkasına aldı.” diyen İl, “Biz daldaki zeytinden, göldeki balıktan, sofradaki ekmekten, haktan ve emekten tarafız. Biz Orhangaziden tarafız.” diyerek İznik Gölü mücadeleden yana olacaklarını ifade etti.
"Biz Orhangazi’den tarafız"Bileşenler adına açıklamayı gerçekleştiren, dava sürecinin takipçisi olan Avukat Erol Çiçek, “Albayrak Holding 2013'de bu alana kağıt fabrikası kurmak için kendine özel plan değişikliği yaptırmış, ÇED olumlu kararı alınmıştı. Bursa Barosu ve tarafımdan açılan davalarla hem plan değişikliği hem de ÇED olumlu kararı iptal edilmişti. Şimdi de Albayrak Grubundan Varaka Kağıt oluklu mukavva fabrikası kurmak istiyor. Bu tesis için verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı açılan davada bilirkişi incelemesi yapıldı, rapor bekleniyor. Bursa İl Toprak Kurulu'nun “Tarımdışı kullanım iznine karşı açılan dava ise, kararın icrai olmadığı gerekçesiyle apar topar reddedildi; şu anda istinaf aşamasında.” diyerek yargı sürecini aktardı.
Hukuk çiğneniyor, işler Ankara’dan yürüyorTesisin yapılması planlanan alan İznik Gölü Sulak Alanını koruma amacı taşıyan 2 bin 500 metrelik tampon bölge içerisinde yer alıyor. Buna göre 1/100.000 ölçekli planda belirtildiği şekilde, buradaki mevcut tesislerin bölgeden uzaklaştırılması gerektiği ve yeni sanayi tesisi kurulamayacağı Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nde açıkça belirtiliyor. İznik Gölü su seviyesinin minumum işletme kotu olan 83,30 metrenin altına düştüğü de aşikarken, açıklamaya devam eden Erol Çiçek, bu karar ile aynı zamanda, bundan sonraki işlerin Ankara'dan halledileceği ve kurulması planlanan fabrika ile yetinilmeyeceğine dikkat çekti.
CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, bu ülkede her gün yeni bir yerin yağmalandığının haberini alıyoruz. Bu ülkenin dağları, ovaları, ırmakları, suları tarım alanları yani insana dokunan, insan için faydalı ne varsa yok edilmeye çalışılıyor” diyerek sonuna kadar direneceklerini ifade etti.
“Aral Gölü artık haritalarda yok”“Mesele şu, bu kadro doymaz, öyle bir kabarık iştah var ki… Kupon araziye doymaz, orman arazisine doymaz, göle doymaz, sahillere doymaz. Akrabaları, eşi dostu, yandaşlarıyla bir yağma düzeniyle karşı karşıyayız.” diyen İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, İznik Gölü’nün geleceğini Aral Denizi’ne benzetti. Dünyanın dördüncü büyük gölü olarak bilinen Aral Gölü’nün su tüketimi ve besleyen kaynaklarının kurutulması nedeniyle artık haritalarda yer almadığına değinen Türkoğlu, İznik Gölü’nü bekleyen tehlikeye işaret etti. “Bu kadar hukuksuzluğun olduğu memlekette ne gölü koruyabiliriz ne doğayı koruyabiliriz ne sokak hayvanlarını koruyabiliriz ne insanımızı koruyabiliriz.” diyen Türkoğlu insanın, doğanın ve Bursa’nın yanında olan her mücadeleye omuz vereceğini söyledi.
CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, dünden yarına miras bırakılması gereken, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan İznik ve gölünün sanayileştirildiğini belirtti. “Hem de özel sanayi bölgesi, kime özel? Beşli çeteye özel, damada özel” diyen Öztürk, 85 milyon insanın iradesinin yok sayılarak yaşam alanlarının yok edildiğini ve buna karşı mücadelenin sürdürüleceğini belirtti.
“İktidarı değiştirelim”CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, İznik Gölü kıyısındaki fabrikadan yayılan emisyon nedeniyle bölgede kötü kokunun fark edildiğine dikkat çekerek sözlerine başladı. “Bu kötü kokunun yayılmasını isteyen bir iktidar var. Eğer ülkenin yağmalanmasını engelleyeceksek yapmamız gereken tek şey, bu yönetimi değiştirmek. Gelin hep birlikte seçimi bir an önce yapmak için uğraşalım.” diyerek erken seçimi işaret etti.
Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, ‘hukukun üstün olmaması, yaparım oldu anlayışı’ ile yağma ve talanın önünün açıldığını belirtti. Öztosun, 2017 yılında Anayasa değişikliği ile sarı öküzün kaybedildiğini, yargı kararlarının uygulanırlığının ortadan kaldırıldığını vurgulayarak “Bu nedenle bizim sağlayacağımız hukukun üstün olması ve demokratik parlamenter sisteme, kuvvetler ayrılığının olduğu sisteme geçmektir. Tek adam sisteminden kurtulmaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak da, "Birinci sınıf tarım arazisi olan bu alan, 2018 yılında ulusal öneme sahip sulak alan olarak kabul edildi. Sanayiyi getirmeye çalışmak, tarımı yok etmek, gelecegi yok etmek demektir. Önce Cargill, sonra Döktaş, ardından Hektaş ve bugün Varaka Kağıt Fabrikası. Tüm bunlar yaşam alanlarımızı, tarım alanlarımızı, sulak alanlarımızı yok edecek projeler. Biz, Ziraat Mühendisleri Odası olarak bu alanlarımıza zarar veren her noktada mücadele edeceğiz." dedi.
Haber Merkezi