Doktor Karadağ: Günde 100 hastaya bakarak sağlık ortamı yaratamayız

Sağlık Bakanlığının 3 ila 5 dakika arasında hastaların muayene edilmesini istenmesinin mümkün olmadığını belirten sağlık çalışanları sistemin çalışmadığını belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 15.01.2025 15:10
Haber Güncellenme Tarihi: 15.01.2025 15:10
Haberyazilimi.com

Aile Sağlık Merkezinde çalışan sağlık emekçiler 3 aydır “Eziyet yönetmeliği’ne” karşı eylemlerini sürdürüyor. Sağlık sisteminin tıkandığını söyleyen sağlık emekçileri kendilerine yapılan dayatmalar sonucu iş huzurunun kalmadığını ve şiddet olaylarının arttığını belirtti.

Bursa’nın Yıldırım ilçesi Zümrütevler Aile Sağlık Merkezinde görev yapan TTB Aile Hekimliği Kolu Yürütme Kurulu Üyesi ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Doktor Abdullah Karadağ ile sağlık sistemini konuştuk.

Sağlık bakanlığının hastaları 3 ila 5 dakika arasında bakılması yönündeki yaklaşımın mümkün olmadığını belirten Karadağ, sistem üzerinden hastaların bilgilerini ve hastalık ile ilgili bölümlerin doldurulmasının bile en az 10 dakikayı aldığını ve bir hastaya en az 20 dakika ayırılması gerektiğini ifade etti.

Bu sistemin 3 dakika içerisinde yapılması mümkün olmadığını söyleyen Karadağ, “Bizim hastayla sağlıklı bir iletişim haline geçip hastanın neyi anlayıp neyi anlamadığını test edebilmemiz için ciddi bir süre gerekiyor. Hastayla bu sürede konuşamazsak maalesef hastaya buradan bir yarar fayda sağlayamayız. Tüm bunlar sadece şeklen ve sayısal olarak yapılmış olur. Hem bizim emeğimize yazık olur hem de hastaya ulaşamamış olmaktan dolayı hastaya yeteri kadar yardım edemediğimizden boşa geçen bir zaman olur” ifadelerini kullandı.

“5 dakikada bir hasta bakmayla sağlıklı bir işlem yapılamaz”

Bizden yapılması istenen sadece kronik hastalık takibi değil dışarıdan gelen bebek takiplerimiz, gebe takiplerimiz, 15-49 yaş kadınların takipleri, yaşlı hasta takipleri var diyen Karadağ, “Rapor ihtiyacı olan hastaların ihtiyaçları da düşündüğümüzde bu süreçleri yönetmemiz maalesef çok zor ciddi bir eziyet sürecine dönüşmüş oluyor. Bunlar da bizim işimizi yaparken stres içerisinde olmamıza gerekçe sağlıyorlar. Hastayla iletişimde sıkıntılar yaşıyoruz ve bazen bu iş maalesef şiddete dönüşüyor. Hastaneye başvuru oranımız yılda 12 olarak değerlendiriliyor. Bunun daha aşağılara çekilmesi için bizim bir hastaya ayırdığımız zamanın yeteri kadar olması lazım. 5 dakikada bir hasta 3 dakikada bir hastaya baktığımız zaman bizim bu rakamları aşağı çekme şansımız maalesef yoktur. 5 dakikada bir hasta bakmayla sağlıklı bir işlem maalesef yapılamaz. Bizim hastayla iletişimde reçetelerimizin özgür bırakılması lazım. Kısıtlama getirilmemesi lazım. Antibiyotik kısıtlaması yapılması, bazı ilaçların yazılamaması gibi bizim özgür olarak hastanın hastalığıyla ilgili iletişimleri yerine getirebilmemiz için bu konuda özgür davranmamız lazım” dedi.

“Aile sağlık merkezleri ücretsiz olmalı”

Sağlığın bir hak olduğunu ve herkesin erişebilmesi gerektiğini ifade eden Karadağ, “Bizim önerimiz herkesin erişebildiği eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir bir sağlık sisteminin yönlendirilmesi lazım. Gelirlerin adil olarak dağıtıldığı, eşit işe, eşit ücretlerin verildiği vergide ve gelirde adaletin olduğu bir ücret sistemi istiyoruz. Bu nedenle çalışanların aldıkları maaş ve ücretlerin yüzde otuz beş oranlarına varan vergi kesintileriyle gelir vergisi kesintileriyle bizim bir işletme sahibi bir sanayici gibi değerlendirilmemiz doğru değildir.  Aile sağlık merkezlerinin ücretsiz olması, yapılan hizmetlerin ücretsiz olması buraya gelen vatandaştan hiçbir şekilde ücret talep edilmemesi gerekmektedir. Aile hekimliği birimlerinin kişi başına en fazla 2000 kişiyle sınırlandırılması gerekmektedir. Düzgün ve uluslararası sistemlerle uyumlu bir sevk zincirinin kurulması gerekiyor” çağrısında bulundu.

“Sistemin karmaşasından dolayı bordolarımız hazırlanamadı”

ASM binaları kamu tarafından yapılmalı ve içinin tefrişatının kamu tarafından sağlanması gerektiğini belirten Karadağ, “Aynı işi yapan kişilere aynı ücretin verildiği bir sistemle devlet kadrolarına geçirilmesi gerekmektedir. Günde 100 hastaya bakılarak sağlık ortamı yaratamayız. Birinci basamakta performans yapılmayacağını söylüyoruz. Maaşlarımızı verilirken bize 11 kalem ek ödeme yapılıyor. Bunlar işte teşvik ödemesi, destek ödemesi, ihtarsızlık kesintisi ödemesi, kronik hastalık takibi ödemesi, muayene sayısı ödemesi, 6 ayda başvurmayan hastanın ödemesi, memnuniyet ödemesi, antibiyotik yazılmaması ödemesi, anti enflamatör ödemesi, PPI ödemesi ve ek ödeme diye bir ödeme var. Bunların toplamı 11 kalem. Yani bir ücret oluştururken bu kadar ödeme yapılır mı? Bu insafsızlık başka hiçbir çalışan kesimde olmayan bir şeyin hekimlere ve sağlık çalışanlarına caiz görülüyor olması hakikaten çok utanılacak bir durumdur. Hiçbir ücreti kesiminde böyle sigmalı formüllerle maaş hesaplanması yapılmıyor. Bir de bunlar bizim ana maaşımızı hesaplarken kullanılan bir yöntem. Bunlara ayrıca 11 tane ek ödeme ilave ediliyor. Böyle bir hesap yöntemi maalesef hem kafa karıştırıcı hem de kesinlikle oluşmuyor. Bir aydır bizim bordolarımız hazırlanamadı. Bu sistemin karmaşasından dolayı bordolarımız hazırlanamadığını” söyledi.

“Mesleki bağımsızlığımız olmalı”

Önerilerinin performansın birinci basamakta olmaması, sağlıkta şiddet ortamının sona erdirilmesi, hastaya ayrılan yeterli zamanın oluşması gerektiğini ifade eden Karadağ, “En az bir hastaya bizim bu durumda 20 dakika ayırabiliyor olmamız lazım. Rahat rahat onun muayene ediliyor olması için. Yine mesleki bağımsızlığımız olması lazım. Reçetemize müdahale edilmemesi lazım. İş güvencemizin olması lazım. Bize demokrasinin kılıcı gibi yeni çıkarılan sözleşmelerle bizim sözleşmelerimizin devam edilmeyeceği sürdürülmeyeceği gibi kelimeler içeren sözleşmelerin bizim başımızdaki demokrasinin kılıcı gibi sağlanmasını istemiyoruz. Bizim temel talebimiz emekliliğe yansıyan, insanca yaşamak için gerekli tek kalem ücrettir. Ve hastalarımızla aramızdaki ilişkiye başkalarının girmemesi” dedi.

Uğur ÖKDEMİR/İhsan ÇELEPKOLU