Bursa Demokrasi Güçleri, Bursa Kent Konseyi, DİSK, KESK, Nilüfer Kent Konseyi, Osmangazi Kent Konseyi, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu ve TTB Bursa Tabip Odası’nın çağrısıyla bir araya gelen binlerce kişi barış ve eşitlik talebini dile getirdi.
Bursa Demokrasi Güçleri, Bursa Kent Konseyi, DİSK, KESK, Nilüfer Kent Konseyi, Osmangazi Kent Konseyi, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu ve TTB Bursa Tabip Odası’nın çağrısıyla Bursa Millet bahçesinde bir araya gelen binlet ‘Barış’1talebini dile getirdi. Yapılan ortak açıklamadan sonrası Pinhani bir konser verdi.
Yapılan ortak açıklamayı Bursa Kent Konseyi Başkanı Ertuğrul Aksoy okudu.
Üretim ilişkilerindeki krizler derinleştikçe egemenler ürettikleri bahanelerle en kolay harcayabileceklerini, canları sahaya sürüp, adına düşmanlık, vatanseverlik, hainlik deyip düşmanlıkları körüklemeye devam ediyorlar diyen Aksoy, “Şehirlerin, yaşam alanlarımızın ve doğanın tüketilmesi, yoksulluk, hastalık ve sakatlıklar, derinleşen sömürü ve zorla yerinden yurdundan edilenlerin göçleri, çatışma ve savaşlar da artarak sürüyor. Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde emperyalist güçlerin körüklediği savaşlar ve iç çatışmaların yarattığı yıkımların son örneği Filistin'de yaşanıyor” dedi.
“Barışa ve kardeşliğe olan özlemimiz her geçen gün katlanarak büyüyor”Sonucu ne olursa olsun kazananı daima emperyalist odaklar, kaybedeni ise yoksul bölge halkları olan bu savaşlardan artık bıktık ve yorulduk diyen Aksoy, “Barışa ve kardeşliğe olan özlemimiz ve ihtiyacımız her geçen gün katlanarak büyüyor. İşte bu nedenle sürdürülebilir demokratik bir hayat için barışçıl bir ortam dışında, savaşa karşı barışı savunmaktan, talep etmekten başka seçeneğimiz yoktur” dedi.
“‘Savaşa hayır’ demek, ‘barış talep etmek’ tek başına yeterli değildir”‘Savaşa hayır’ demek, ‘barış talep etmek’ tek başına yeterli değildir diyen Aksoy, “‘Savaşa hayır’ demek, aynı zamanda emperyalizme dur diyebilmektir. Emperyalist güçlerin tüm dünyayı tahakküm altına alma hırsına ve enerji kaynaklarını kontrol etme arzusuna dur diyebilmektir. Bugün özellikle ülkemizde, iktidarın izlediği NATO yanlısı gerici ve faşist politikaları reddetmek; ülkede, bölgede, dünyada barışı ve halkların kardeşliğini savunmak; savaşlara, işgallere, her türden yayılmacılığa karşı çıkmak demektir. Bu topraklarda gerçek bir barış iradesi ise, ancak nefret tohumları yerine kardeşlik duygularını pekiştirerek, ırkçı, gerici kışkırtmalara karşı dayanışmayı, bir arada yaşama iradesini güçlendirerek, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin yeniden inşası ile mümkündür. Gerici güçlerin farklı etnik ve mezheplere yönelik tehditlerini arttırmasına göz yuman, nefret siyasetini yeniden ve yeniden gündeme getiren ve topluma dayatan, insanlık suçlarını görmezden gelen, katliamlara izin veren bir iktidar, ardında acı ve gözyaşından başka bir eser bırakamayacaktır. Bölgede ve dünyada barışı, kardeşliği ve özgürce bir arada yaşamı savunmak için, şimdi her zamankinden daha fazla birlikte olmaya, mücadeleye ihtiyaç vardır. Daha güçlü bir barış çağrısını seslendirmek, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini büyütebilmek için, her türlü emperyalist ilişkilerin tasfiye edildiği, tam bağımsız ve özgür bir Türkiye çığlığımızı yükseltmenin şimdi tam zamanıdır” ifadelerini kullandı.”
Haber Merkezi