Türkiye ve Bursa’da işçi sınıfı tarihinin son bölümünde Elçin Arabacı, sınıf bilincine ilişkin ortaya koyduğu bakış açısını, Hınçak Örgütü’nün işçi mücadelesindeki rolüyle ele alırken, işçi hareketlerinin kadın yüzüne yer veriyor.
Hınçak, bugün bilinenin aksine illegal bir örgütlenme değil, yasal sosyalist bir parti. Bir ara buluculuk faaliyeti gösteriyor. Hınçak Örgütü’nün arabuluculuk faaliyetleri ile ilgili Bursa’da etkin olduklarına dair bilgiler var. Hınçak sosyalist örgütlenme ile işçi sınıfı arasında önemli ama bu arabuluculuk faaliyetleri sürdürüyor. Kozahan’da Hınçak temsilcisinin yaptığı konuşmadan etkilenen kadın işçiler; kavun, karpuz atarak protesto gerçekleştiriyorlar. Hınçak’ın arabuluculuk rolünü 1910-1911 yıllarında İttihat ve Terakki almıştır. Onun için Bursa’da işçi sınıfı bilinci İttihat ve Terakkiye bağlanmıyor.
1910’da bu faaliyetlerden sonra Hınçak Örgütü’nün İnegöl Şubesi, İnegöl ipek fabrikatörlerinin adamları tarafından silahlı saldırıya uğruyor. Fabrikatörler işbirlikçiyken, işçiler tarafından antiemperyalist mücadele veriliyor. Greve giden işçiler, Sultan Mehmet Reşat’a yazdıkları mektupta; “Biz sizin Ermeni, Rum, Müslüman, Yahudi kızlarınızız” diyerek oradaki cemaat ayrımını önemsizleştirerek, sınıf kimliğini öne çıkarıyorlar.
Bursa’da ki sosyal hareketlerde kadınların önde olduğu görülüyor. Günlük gümrük vergileri 3. Selim zamanında iki katına çıkınca Bursa’daki kadınlar önayak oluyor ve eyleme gidip kadı mahkemesini basarak vergi ilanının tellallar tarafından okunmasını engelliyorlar. Kadınların dokumacılık faaliyetinde bulunduğu biliniyor ve gelen hammaddelere ihtiyaçları var. Bu eylemde 3 bine yakın kadın toplanıyor ve kadınlar vergilerin geri çekilmesini sağlıyorlar.
BursaMuhalif.com/Ezgi Bulut